Quantcast
Channel: Alper Tolga Akkuş – Yeşil Gazete – ekolojik, politik, katılımcı, şenlikli…
Viewing all 268 articles
Browse latest View live

Adana’nın iki köyünde hem Organik hem de Topluluk Destekli Tarım buluşması

$
0
0

Adana’nın Karaisalı ilçesine bağlı Sarımehmetli Köyü ile Sarıçam ilçesine bağlı Maltepe Köylerinde Cumartesi günü hem organik tarım hem de topluluk destekli tarım buluşmaları gerçekleştirildi.

Adana'da ziyaret edilen ilk yer Karaisalı ilçesine bağlı Sarımehmetli Köyü Muhtarı Mehmet Durukan'ın evi oldu

Adana’da ziyaret edilen ilk yer Karaisalı ilçesine bağlı Sarımehmetli Köyü’nde muhtar Mehmet Durukan’ın evi oldu

Yeşil Gazete olarak adım adım takip ettiğimiz ve içinde yer aldığımız ÇEYO (Çukurova Ekolojik Yaşam Okulu) katılımcıları, Adana İl Tarım Müdürlüğü çalışanları, tarıma dayalı sanayi alanında 5 farklı sektörde (Nişasta ve nişasta bazlı ürünler / Bitkisel sıvı yağlar, yemeklik ve endüstriyel margarinler / Un ve yem / Taze meyve) ticari faaliyet gösteren Sunar Gruptan bir temsilci ve Sarımehmetler ile Maltepe Köylülerini bir araya getiren buluşmalarda bölgenin dinamikleri, organik tarıma geçme aşamasında yaşanan sıkıntılar ve ülkemizde de giderek yayılan topluluk destekli tarımı Adana ve Mersin çevresinde yaygın hale getirmek için yapılması gerekenler konuşuldu.

Karaisalı’da Organik Tarım

Adana şehrine içme suyu sağlayan Çatalan Havzası’nda yerleşik 13 köyden biri olan Sarımehmetli’de diğer köylerde olduğu gibi tarımsal üretim yapan çiftçilerin su kullanması bölgenin içme suyu havzası olması nedeniyle yasak. Organik Tarıma geçiş bu dezavantajlı durumdan çıkış yolu olarak görülüyor. Adana Tarım İl Müdürlüğü’nün çabaları, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın ÇATAK (Çevre Amaçlı Tarım Arazilerini Koruma Programı) projesi kapsamında organik tarıma geçen çiftçilere sağladığı destek Sarımehmetli köyünde 23 üreticinin organik tarıma geçmesini sağlamış.

İlk ziyareti organik tarıma geçişin önünü açan, köyün ana geçim kaynağı durumundaki Zeytinciliğin tamamı ile organik şekilde üretilmesini amaçlayan köy muhtarı Mehmet Durukan‘ın evine yaptık.

Muhtarımızın evinde organik zeytinler eşliğinde tarım sohbeti. Biz not alırken hemen yanımızda Sarımehmetli Köyü muhtarı Mehmet Durukan var. Kendisini Vatandaş olarak tanıtan Veysel Güngör organik tarım deneyimini paylaşırken, Çatalan Lisesi öğretmeni Adnan Özkök de can kulağı ile dinliyor

Muhtarımızın evinde organik zeytinler eşliğinde tarım sohbeti. Biz not alırken hemen yanımızda Sarımehmetli Köyü muhtarı Mehmet Durukan var. Kendisini Vatandaş olarak tanıtan Veysel Güngör organik tarım deneyimini paylaşırken, Çatalan Lisesi öğretmeni Adnan Özkök de can kulağı ile dinliyor

Kalabalık heyeti Anadolu misafirperverliği ile ağırlayan Muhtar Mehmet Durukan, bölgenin ve köyün organik tarıma geçtiği 9 yıllık süreci anlatarak sözlerine başladı. Şehre içme suyu sağlayan Çatalan Barajının yakınında olmaları nedeniyle su kullanamadıklarının altını çizen Durukan, bu durumu aşmak için yabani zeytinlere aşılama yaptıklarını, zeytinin çok bakım gerektirmeyen bir ürün olduğu için tercih edildiğini belirtti. Durukan; gübre, ilaç, bakım istemediğini belirttiği zeytin ağaçlarının bölge için uygun olacağına karar vermelerinin ardından 9 sene önce organik sertifikalı üretime geçtiklerini söyledi.

Sarımehmetli Köyü muhtarı Mehmet Durukan’ın evinde gerçekleşen ilk buluşma sırasında tüm katılımcılar kendi cephelerinden organik tarımı, avantaj ve dezavantajları ile dile getirdikten sonra Adana’da küçük çaplı da olsa topluluk destekli tarım uygulamasına başlayan ekipten Buğday Derneği Adana gönüllüsü Serdar İskit, Sarımehmetli köyü sakinlerine topluluk destekli tarım hakkında bilgilendirme yaptı.

Topluluk destekli tarımın üretici ve tüketici arasında güvene dayalı bir sistem olduğunu aktaran İskit, bu tür tarımda organik sertifika şartı aranmadığını, iki tarafında birbirini tanıması ve güvenmesi durumunda bu tip prosedürlere de ihtiyaç kalmadığını belirtti.

Organik tarıma ilişkin olumsuz yargıdan yakınan Adana Tarım İl Müdürlüğünde görev yapan ziraat mühendisi Bünyamin Özkan ise, aşılması gereken ilk basamağın bu güvensizliği bertaraf etmek olduğunu vurguladı. Bakanlığın organik üretime yönelik desteklerini anımsatan Özkan, Tarım İl Müdürlüğü personelinin de aralarında bulunduğu kişilerce faaliyete geçen, “Çukurova Organik Tarım Derneği“nin de bölgede organik tarımı yaygınlaştıma amacı ile kurulduğunu sözlerine ekledi.

Sarıçam Maltepe Köyü’nde Ramazan’ın Evi

Sarımehmetler köyündeki ufuk açıcı buluşmanın ardından ÇEYO katılımcıları olarak Serdar iskit’in de aralarında bulunduğu Adana Topluluk Destekli Tarım grubunun ürün tedariki için görüştüğü ve Maltepe köyünde ikamet eden Ramazan beyin evinde ikinci buluşmamızı gerçekleştirdik.

İkinci durağımız Sarıçam ilçesine bağlı Maltepe köyünde Adana'da Topluluk Destekli Tarım çalışmasına başlayan Serdar İskit, evine misafir olduğumuz Ramazan'a işleyişi anlatıyor

İkinci durağımız Sarıçam ilçesine bağlı Maltepe köyünde Adana’da Topluluk Destekli Tarım çalışmasına başlayan Serdar İskit, evine misafir olduğumuz Ramazan‘a işleyişi anlatıyor

Tüm yurdu etkisi altına alan sağanak yağmurun altında ulaştık Maltepe Köyüne. İki kızını yurda yerleştirdiğini ve eşi ile birlikte yaşadığını belirten Ramazan, Adana’da birkaç işte çalışmasına karşın kendisi için en uygun koşulların köyde bulunduğunu belirtti.

Serdar İskit’in bir önceki köyde olduğu gibi burda da topluluk destekli tarım hakkındaki bilgilendirici açıklamasının ardından bu oluşumun üretici tarafında yer almaktan mutluluk duyacağını ifade eden Ramazan ile hemen oracıkta kış için gereken sebzeler hakkında görüşme de nihayetlendirildi.

Sarımehmetli'de olduğu gibi Maltepe köyünde de evde bulunan ve doğal şekilde, hiçbir katkı maddesi ya da tarımsal ilaç kullanılmayan besinler ile doyuruyoruz karnımızı. Bu buluşmalarda öne çıkan bir başka konu ise şu Organik Sertifika üreticiyi tasnımadığımızda bir garanti belgesi tamam, Ama üretici ile tüketici tanıştığında yani birlikte Türetici olduklarında da imzalı  resmi evrak şart mı?

Sarımehmetli’de olduğu gibi Maltepe köyünde de evde bulunan ve doğal şekilde, hiçbir katkı maddesi ya da tarımsal ilaç kullanılmayan besinler ile doyuruyoruz karnımızı. Bu buluşmalarda öne çıkan bir başka konu ise şu; Organik Sertifika üreticiyi tanımadığımızda bir garanti belgesi tamam, Ama üretici ile tüketici tanıştığında yani birlikte Türetici olduklarında da imzalı resmi evrak şart mı?

ÇEYO katılımcılarının, Adana Tarım İl Müdürlüğü tarafından organize edilen ilk buluşma ve Adana ekibi tarafından spontane gelişen ikinci buluşma sonrasında yeni hedefi topluluk destekli tarımı Mersin’de de başlatabilmek.

Bundan sonra Mersin’de olması planlanan buluşmada da Çukuroava Ekolojik Yaşam Okulu’nu meydana getiren iki ilin, yani Mersin ve Adana’nın işbirliğinin daha da pekişmesi, bir yıl önce başlayan ve halen devam eden hazırlık sürecinin ardından hem organik üretim hem de topluluk destekli tarım alanında yeni adımlar atılması kararı alındı.

 

Fotoğraflar: Ramazan Biçer – Alper Tolga Akkuş

Haber: Alper Tolga Akkuş

(Yeşil Gazete)

Alper Tolga Akkuş

Anavarza’da doğdu. Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü’nü bitirdikten sonra ismi lazım değil uluslararası bir bankada 12 yıl çalıştı. Bedensel engelinin kendisine sağladığı SGK imkanlarını kullanarak 2011 Kasım’ında emekli oldu ve asıl mesleğine kesin dönüş yaptı. Yeşil Gazete’yi yemyeşil yapmak gibi bir görevi kendisine misyon edinmiştir. O kadar ”Benden başkan olmaz arkadaşlar, yapmayın etmeyin” dese de dinletememiş ve Ocak 2014’de kurulan ”Engelli Hakları ve Engelsiz Gelecek Derneği”ne başkan seçildiğine müteessir olmuştur. Adanalıdır, Galatasaraylıdır, Türkiye’de yaşamaktadır ve bu üç mucizeyi allahın kendisine bir lütfu saymaktadır.

anavarrza@gmail.com


[Dünya Organik Kongresi] Ön Konferanslar tekmili birden: Ne, Nerde, Ne zaman

$
0
0

13-15 Ekim 2014 tarihlerinde, Buğday Derneği ev sahipliğinde İstanbul’da gerçekleşecek Dünya Organik Kongresi’nin (IFOAM Organic World Congress) hemen öncesinde 10-12 Ekim tarihlerindeki Ön Konferanslar hakkında sizi bilgilendirelim istedik

Ön konferanslarda tabir-i yerinde ise Organik ile alakalı “Gıda Toplulukları Oluşturmak” tan “Türkiye’de Organik Sektörün Önündeki Zorluklar“ına, “Kırsal Kalkınma için Organik Aile Çiftçiliği ve Adil Ticaret“ten “Dünya Çapında Organik Tarımı Anlamak“a ve ilk kez ziyaret edeceği Türkiye’deki şu ana kadar ilk ve tek röportajını Yeşil Gazete’ye veren Allan Savory‘nin katılacağı, “Dünyada Organik Hayvancılık: Güncel durum, kalkınma ihtiyaçları ve talepleri“ne kadar ne ararsanız var.

Allan Savory 12 Ekim'de İstanbul Yeditepe Üniversitesi'nde. Kendisi ile gerçekleştirdiğimiz röportajı buradan okuyabilirsiniz

Allan Savory 12 Ekim’de İstanbul Yeditepe Üniversitesi’nde

Aşağıda sıralanan Ön Konferansların yeri, zamanı, konusu ve nasıl kayıt olunabileceği ile ilgili ayrıntılı bilgiye buradan da ulaşabilirsiniz.

Sivil Forum

Buğday Derneği

10 Ekim Cuma, 09:00-18:00, Kartal Belediyesi Büyükada Tesisleri, Büyükada

Kayıt: Dünya Organik Kongresi kayıt sistemi

Giriş: Ücretsiz

Dil: Türkçe

Tüketicilerin ve üreticilerin TÜRETİCİ olabilmesi için hangi yöntemler izlenmeli? Üretici-aracı-türetici arasında sağlıklı ve adil bir ilişkinin kurulabilmesinde STKların rolü nedir gibi soruların irdeleneceği forumda organik tarımla ilgili tüm sivil toplum kuruluşları bir araya geliyor.

 

Gıda Toplulukları Oluşturmak

Buğday Derneği / IFOAM / URGENCI / DBB

11 Ekim Cumartesi, 09:30-18:00, Yeditepe Üniversitesi

Kayıt: Dünya Organik Kongresi kayıt sistemi

Giriş: Ücretsiz

Dil: İngilizce ve Türkçe

Topluluk Destekli Tarım (TDT) ve Katılımcı Onay Sistemleri (KOS) alanlarında çalışan ulusal ve uluslararası kişi ve grupları bir araya getiren toplantı, Türkiye’deki ekolojik gıda ağlarını sağlamlaştırmayı hedefliyor.

 

Organik Pamuk için Daha Sürdürülebilir bir İş Modeli Oluşturmak

Textile Exchange & ETO

11 Ekim Cumartesi, 09:00-12:30, Yeditepe Üniversitesi

Kayıt: Dünya Organik Kongresi kayıt sistemi

Giriş: Ücretsiz

Dil: İngilizce

Organik pamuk üreticileri, kullanıcıları, tüccarları, kısacası organik pamukla ilgilenen herkesin davetli olduğu bu konferansta pamuğun geleceğinde iyi bir rol oynamak isteyenler birlikte bir yol haritası belirliyor.

 

Küresel Organik Pamuk Topluluğu Platformu Toplantısı

Textile Exchange & HELVETAS

11 Ekim Cumartesi, 14.00-17.30, Yeditepe Üniversitesi

Kayıt: Dünya Organik Kongresi kayıt sistemi

Giriş: Ücretsiz

Dil: İngilizce

Organik pamuk için piyasa analizlerinin ve yeni iş modellerinin konuşulacağı bu konferansta, aynı zamanda sürdürülebilir tarım ve kaliteli GDO tohumları-kirlilik arasındaki ilişkiler de tartışılacak.

 

Türkiye’de Organik Sektörün Önündeki Zorluklar

ETO

11 Ekim Cumartesi, 14.00-17.30, Yeditepe Üniversitesi

Kayıt: Dünya Organik Kongresi kayıt sistemi

Giriş: Ücretsiz

Dil: Türkçe

Öncelikle Türkiye’de organik sektörün ulusal ve uluslararası mevcut durumu, gelişimi, yaşadığı zorluklar, yerel pazarlar, tekstil, organik ürün çeşitliliği vb. hakkında bir konuşmacı sunumu ile profil çıkarılacak olan konferansta daha sonrasında çalışma masalarında bir adet moderatör eşliğinde katılımcılar her bir grup da fikirlerini paylaşacaklardır.

 

Küresel GDO Tartışmasında IFOAM’ı Güçlendirmek

IFOAM

11 Ekim Cumartesi, 14.00-18.00, Yeditepe Üniversitesi

Kayıt: i.valiyev@ifoam.org adresine e-mail ile

Giriş: Ücretsiz

Dil: İngilizce

IFOAM üyelerinin organizasyon örgütlenme konusunda bilgilendirileceği bu konferansta aynı zamanda GDO’ya karşı küresel ve yerel olarak neler yapılabileceği de tartışılacak.

 

Organik Su Ürünleri: Organik su ürünleri sektörünün ekonomik büyümesini desteklemek

OrAqua & IFOAM

11 Ekim Cumartesi – 12 Ekim Pazar, Yeditepe Üniversitesi

Kayıt: OWC kayıt sistemi /OrAqua web sitesi

Giriş: Ücretsiz

Dil: İngilizce

Bu konferans organik su ürünleri sektörünün organik prensipler ve tüketici güveni doğrultusunda bilime dayalı düzenlemeler yapılarak nasıl geliştirilebileceği konusunu ele alacak.

 

Kırsal Kalkınma için Organik Aile Çiftçiliği ve Adil Ticaret

HELVETAS, ICEA, HIVOS, IFOAM, FiBL

12 Ekim Pazar, 09.00-17.30, Yeditepe Üniversitesi

Kayıt: OWC kayıt sistemi

Giriş: 50€

Dil: İngilizce

Organik tarım ve adil ticaret ile ilgili olarak kalkınma gündemini ele almak ve daha geniş bir alana ulaşmak ve etki alanını artırmak için ileriye dönük gündem maddelerini oluşturmaya yardımcı olmak; farklı paydaşlar arasında işbirliğini teşvik etmek; ilham vermek, harekete geçirmek, paylaşmak ve zorluklara meydan okumak.. gibi konuların konuşulacağı konferansa tüm kırsal kalkınma politikaları ve uygulamalarıyla ilgilenen liderler ve değişim elçileri davetli.

 

Dünya Çapında Organik Tarımı Anlamak

agri benchmark

12 Ekim Pazar, 09.30-12.30, Yeditepe Üniversitesi

Kayıt: FiBL kayıt sistemi

Giriş: Ücretsiz

Dil: İngilizce

Bilim adamları, çiftçiler ve danışmanlar arasında iş birliği kurmayı amaçlayan agri benchmark, bu konferansta üretim ve üretim sistemlerini, ekolojik parametreleri, üretim maliyetleri gibi konuların tartışılmasını hedefliyor.

 

Uygulayıcıların Araştırma Gündemi

IFOAM Teknoloji Yenilik Platformu (TIPI) / FiBL

12 Ekim Pazar, 12.30-18.30, Yeditepe Üniversitesi

Kayıt: FiBL kayıt sistemi

Giriş: Ücretsiz

Dil: İngilizce (Türkçe tercüme)

TIPI’nın vizyonu, araştırma gündemi, yenilik ve öğrenme için eylem planının ele alınacağı ve Avrupa için stratejik araştırma gündeminin gözden geçirileceği etkinlikte, beş kıtadan çiftçiler (Afrika, Asya, Latin Amerika, Kuzey Amerika ve Okyanusya) ihtiyaç duydukları araştırma konularını belirleyecekler.

 

Dünyada Organik Hayvancılık: Güncel durum, kalkınma ihtiyaçları ve talepleri

IFOAM Hayvancılık Birliği (IAHA),

12 Ekim Pazar, 13:30-17:30, Yeditepe Üniversitesi

Kayıt: Dünya Organik Kongresi kayıt sistemi

Giriş: Ücretsiz

Dil: İngilizce

Bu atölye dünyada Organik Hayvancılığa ilişkin mevcut durumu tanımlamayı ve katılımcılarla birlikte araştırma, eğitim, büyüme, etki alanı, piyasa ve kamu politikaları bakımından kalkınma ihtiyaçlarını ve taleplerini tartışmayı hedefliyor.

 

Daha Organik bir Dünya İçin Tohum ve Türleri Canlandırmak

Uluslararası Kırsal İlerleme Vakfı (RAFI) / Louis Bolk Enstitüsü / INRA

12 Ekim Pazar, 09:00-18:00, Yeditepe Üniversitesi

Kayıt: Dünya Organik Kongresi kayıt sistemi

Giriş: Ücretsiz

Dil: İngilizce

Bu konferans organik tarım için yerel olarak uyum sağlamış tohum ve türlerin varlığını sağlamak için yenilikçi katılımcı yaklaşımlar geliştiren çiftçiler, sivil toplum kuruluşları ve üreticiler arasında ağ kurulmasını ve karşılıklı öğrenmeyi hızlandırmayı amaçlıyor.

 

 

Türkiye’de Bütüncül Yönetim: Doğadan İlham Alan Dahiyane Yaklaşımlarla Ekosistem Onarımcı Tarım

Anadolu Meraları (Savory Enstitüsü Gözesi) & Ormanevi Derneği

12 Ekim Pazar, 13.00-17.00, Yeditepe Üniversitesi

Kayıt: Dünya Organik Kongresi kayıt sistemi

Giriş: 15 €

Dil: İngilizce (Türkçe tercüme ile)

Bütüncül Yönetim‘in kurucusu Allan Savory tarafından verilecek olan bu konferansta topluluk oluşturma, toprak ıslahı ve onarıcı hayvancılık konularında Savory’nin hayatı boyunca biriktirdiği deneyimleri paylaşılacak.

 

Organik Sektörde Eğitim ve Kariyer Fırsatları – Kariyer Buluşması

Alman-Türk Çift Taraflı İşbirliği Projesi – ETO & FiBL

12 Ekim Pazar, 10:00-16:00, Ceylan Intercontinental Hotel, Taksim

Kayıt: Dünya Organik Kongresi kayıt sistemi

Giriş: Ücretsiz

Dil: İngilizce ve Türkçe

Türkiye’de 26 adet ziraat fakültesi ve meslek yüksek okulu olmasına rağmen, yetenekli mezunlar tarım sektörü dışındaki sektörlere ilgi göstererek, farklı disiplinlerdeki eğitimlere veya iş fırsatlarına yöneliyor. Sonuç olarak, Türkiye’de tarım sektöründe ve dolayısıyla organik sektörde iyi eğitimli genç profesyonel eksikliği yaşanıyor. İşte tam da bu amaçla bu ön-konferans, “eğitim & iş buluşması” olarak, katılımcılara organik sektördeki ilginç fırsatları sunacak.

 

Organik Tarım ve Gıda Sistemleri: Akdeniz’de Çözülmesi Gereken Yeni Sorunlar & IFOAM ABM Genel Kurulu

IFOAM AgriBioMediterraneo (ABM)

12 Ekim Pazar, 12:00-16:00, Yeditepe Üniversitesi

Giriş: Ücretsiz

Dil: İngilizce

Akdeniz, coğrafi ve iklim özellikleri bakımından organik tarım konusu için dünyada büyük bir öneme sahip. Bu konferansta Akdeniz’in organik tarım konusundaki verimliliğinin devamı için gerekenler tartışılacak.

 

ISOFAR Genel Kurulu

Uluslararası Organik Tarım Araştırmaları Topluluğu (ISOFAR)

12 Ekim Pazar, 09.30-12.00, Yeditepe Üniversitesi

Dil: İngilizce

 

INOFO Genel Kurulu Uluslararası Organik Çiftçi Örgütleri Ağı (INOFO)      

12 Ekim Pazar, 08:30-18:30, Yeditepe Üniversitesi        

Kayıt: Etkinlik sabahı (Lütfen çiftçi örgütünüzden vekaletname getirin)

Dil: İngilizce

 

WWOOF Konferansı

World Wide Opportunities on Organic Farms (WWOOF)

17 Ekim Cuma- 20 Ekim Pazartesi, Pastoral Vadi, Fethiye

Dil: İngilizce

 

(Yeşil Gazete)

Alper Tolga Akkuş

Anavarza’da doğdu. Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü’nü bitirdikten sonra ismi lazım değil uluslararası bir bankada 12 yıl çalıştı. Bedensel engelinin kendisine sağladığı SGK imkanlarını kullanarak 2011 Kasım’ında emekli oldu ve asıl mesleğine kesin dönüş yaptı. Yeşil Gazete’yi yemyeşil yapmak gibi bir görevi kendisine misyon edinmiştir. O kadar ”Benden başkan olmaz arkadaşlar, yapmayın etmeyin” dese de dinletememiş ve Ocak 2014’de kurulan ”Engelli Hakları ve Engelsiz Gelecek Derneği”ne başkan seçildiğine müteessir olmuştur. Adanalıdır, Galatasaraylıdır, Türkiye’de yaşamaktadır ve bu üç mucizeyi allahın kendisine bir lütfu saymaktadır.

anavarrza@gmail.com

Mersin’de 1. Homofobi ve Transfobi Karşıtı Akdeniz Sempozyumu günleri

$
0
0

Mersin 7Renk LGBT Derneğinin ev sahipliğinde bugün başlayıp 12 Ekim Pazar gününe kadar devam edecek Medyadan, nefret saldırılarına; sağlık ve eğitim hakkından muhafazakarlaşmaya çok sayıda konunun tartışılacağı 1. Homofobi ve Transfobi Karşıtı Akdeniz Sempozyumu’nda ilk gün iki oturum gerçekleşecek.

11 mersin_7renk...

Akdeniz BelediyesiKent Konseyi ve Akdeniz Belediyesi Konferans Salonunda düzenlenecek oturumların tüm programı şu şekilde

10 sempozyum

9 Ekim 2014 Perşembe Günü Oturumları

1.Oturum 13.30-15.00:  ‘Medyanın Ötekileri

Karin Karakaşlı (Agos Gazetesi) ve Yıldız Tar (Kaos GL Derneği)

Moderatör: Alper Tolga Akkuş (Yeşil Gazete)

 

2.Oturum 15.30-17.00: ‘LGBT’lere Yönelik Nefret ve Mersin

Ganimet (Pembe Hayat), Av.Ahmet Toköz (Pembe Hayat), Av.Hayriye Kara, Ece Yiğit (Mersin 7Renk LGBT)

Moderatör: Yağmur Arıcan (Mersin 7Renk LGBT)

(Yeşil Gazete)

 

Alper Tolga Akkuş

Anavarza’da doğdu. Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü’nü bitirdikten sonra ismi lazım değil uluslararası bir bankada 12 yıl çalıştı. Bedensel engelinin kendisine sağladığı SGK imkanlarını kullanarak 2011 Kasım’ında emekli oldu ve asıl mesleğine kesin dönüş yaptı. Yeşil Gazete’yi yemyeşil yapmak gibi bir görevi kendisine misyon edinmiştir. O kadar ”Benden başkan olmaz arkadaşlar, yapmayın etmeyin” dese de dinletememiş ve Ocak 2014’de kurulan ”Engelli Hakları ve Engelsiz Gelecek Derneği”ne başkan seçildiğine müteessir olmuştur. Adanalıdır, Galatasaraylıdır, Türkiye’de yaşamaktadır ve bu üç mucizeyi allahın kendisine bir lütfu saymaktadır.

anavarrza@gmail.com

Şirince Tiyatro Medresesi’nde Topluluk Oluşturma Council eğitimi

$
0
0

Yaşadığı ve çalıştığı yerde topluluk olmayı aktif olarak deneyimlemek isteyen kişiler, topluluk fikri ile yeni tanışanlar ve aktif olarak Türkiye’deki topluluk oluşumlarında çalışan kişiler için 6-10 Kasım tarihleri arasında İzmir Şirince Tiyatro Medresesi’nde Topluluk Oluşturma Council Eğitimi düzenleniyor.

5 gün sürecek ve program dili İngilizce olacak eğitimde ihtiyaç duyulduğu taktirde Türkçe çeviri desteği de sağlanacak.

18 topluluk oluşturma eğitimi

Bu eğitimin kolaylaştırıcıları daha önce Türkiye’yi birkaç kez ziyaret etmiş olan ve council pratiğiyle ilgili paylaşımlar yapan Rob Dreaming, Sosyal, ekonomik ve ekolojik dönüşüm için öğrenme alanları tasarlayıp bu alanları kolaylaştıran Filiz Telek ve Avrupa ve Amerika’da seyahat ederek permakültür ve topluluk oluşturma konularına odaklanmış organizasyonlarda çalışan Yeliz Mert.

Eğitim sırasında ele alınacak konu başlıklarından bazıları ise şöyle;

- Topluluğun Hayali
– Nasıl Topluluk ‘Alanı’ Oluşturulur
– “Ben” ve “Biz” – toplulukta ait olabilmek
– Çatışma ile Var Olabilme, Çeşitlilik ve Değişimi Kucaklama
– Gruplarda liderlik ve güç dinamikleri
– Kutlama

19 eğitim

Eğitime katılmak için bu linke tıklayarak başvuru formunu doldurabilirsiniz

Eğitim ile ilgili tüm detaylar (Ulaşım, Konaklama, Ücret vsr) için ise facebook etkinlik sayfasına buradan ulaşmak mümkün

 

(Yeşil Gazete)

Alper Tolga Akkuş

Anavarza’da doğdu. Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü’nü bitirdikten sonra ismi lazım değil uluslararası bir bankada 12 yıl çalıştı. Bedensel engelinin kendisine sağladığı SGK imkanlarını kullanarak 2011 Kasım’ında emekli oldu ve asıl mesleğine kesin dönüş yaptı. Yeşil Gazete’yi yemyeşil yapmak gibi bir görevi kendisine misyon edinmiştir. O kadar ”Benden başkan olmaz arkadaşlar, yapmayın etmeyin” dese de dinletememiş ve Ocak 2014’de kurulan ”Engelli Hakları ve Engelsiz Gelecek Derneği”ne başkan seçildiğine müteessir olmuştur. Adanalıdır, Galatasaraylıdır, Türkiye’de yaşamaktadır ve bu üç mucizeyi allahın kendisine bir lütfu saymaktadır.

anavarrza@gmail.com

Denge ve Denetleme Ağı’ndan şiddet olayları ile ilgili itidal çağrısı

$
0
0

Denge ve Denetleme Ağı son günlerde yaşanan şiddet olayları ile ilgili bir açıklama yaptı. “Olayların yatışması ve toplumda kalıcı barışın sağlanması için ilgili taraflara çağrıda bulunuyor, aşağıdaki adımların atılmasını öneriyoruz” denilen açıklama şu şekilde:

13 denge ve denetleme ağı

“Denge ve Denetleme Ağı olarak, ülkemizde son günlerde yaşanan şiddet olayları ile ilgili büyük bir kaygı duymaktayız. Şu ana kadar, resmi rakamlara göre 35 insanın hayatını kaybetmesine yol açan olayları üzüntüyle karşılıyor, bir daha olmaması temennisiyle, kınıyoruz. Olayların yatışması ve toplumda kalıcı barışın sağlanması için ilgili taraflara çağrıda bulunuyor, aşağıdaki adımların atılmasını öneriyoruz:

Sağduyu ve Uzlaşı Çağrısı Yapılmalıdır
Aynı sınırı paylaştığımız Kobani ve komşu ülkelerde yaşanan bölgesel ve çok boyutlu olaylar ülkemizi de etkilemektedir. Çatışma ortamının bir an önce durdurulması, toplumun huzur ve güvene kavuşması için, bütün siyasi aktörler, kanaat önderleri ve karar vericiler, toplumu sağduyuya ve uzlaşıya çağırmalıdır. Kriz dönemlerinde, devlet başta olmak üzere bütün siyasi partilerin, yapıcı bir dil kullanarak, vatandaşlar için güven ortamını yeniden tesis etmesi gerektiğine inanıyoruz. Bu noktada medyaya da özel bir sorumluluk düşmektedir. Medya tarafsız haberler ile kamuoyunu doğru bilgilendirmelidir.

Çözüm Süreci ve Demokratikleşme Bir Bütün Olarak Ele Alınmalıdır
Demokratikleşme; özgürlük, eşitlik, hukukun üstünlüğü ve azınlık hakları da dahil olmak üzere, insan haklarına saygıyı garanti altına alacak, kuvvetler ayrılığı ve güçlü bir denge ve denetleme sisteminin sağlanmasıyla mümkündür. Bu doğrultuda çözüm süreci ve demokratikleşmenin sağlanabilmesi için yeni ve sivil bir Anayasa’nın şart olduğunu düşünüyoruz. 2014 Avrupa Birliği Türkiye İlerleme Raporunda’da belirtildiği gibi, Venedik Komisyonu’yla da etkin bir istişare yürütülerek, demokratik, çoğulcu ve kapsayıcı bir Anayasa yapım süreci yürütülmelidir.

Çözüm Süreci Devam Etmeli, Somut Adımlar Atılmalıdır
Kamuoyu çözüm sürecinin ve yol haritasının ne olduğunu bilmemektedir. Sürece ilişkin yol haritası, şeffaflık ilkesi gereğince kamuoyuyla paylaşılmalı, somut bir takvime dayandırılmalıdır. Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) sürece dahil edilmeli ve sivil toplum kuruluşları da kolaylaştırıcı rol oynamalıdır. Bununla birlikte, ülkemizdeki farklı dillerin ve kültürlerin korunması için kamu kaynağı ve yetkisi adil bir şekilde kullanılmalıdır. Hesap verebilirlik ve şeffaflık ilkeleri gereği, kullanılan kaynaklarla ilgili kamuoyu düzenli olarak bilgilendirilmelidir. Ademi merkeziyetçilik ilkesi ve Avrupa Konseyi Yerel Yönetimler Özerklik Şartı da güçlü bir şekilde hayata geçirilmelidir.

Kalıcı barışın ve güven inşasının sağlanmasında özellikle kadınların sürece dahil edilmesi şarttır. 1325 sayılı Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi kararı, kadınların, çatışmaların önlenmesi, çözümlenmesi ve barışın sağlanmasındaki önemli rollerini belirtmektedir. Kararda, barış ve güvenliğin korunması ve geliştirilmesine yönelik çabalara kadınların tam olarak dahil edilmesi ve çatışmaların önlenmesi ve çözümlenmesiyle ilgili kararların alınmasında, kadınların rollerinin arttırılması gerektiği vurgulanmaktır. Türkiye, Birleşmiş Milletler’in üye devletlerinden biri olarak Güvenlik Konseyi’nin bu kararını, bir ilkeler bütünü olarak kabul etmeli, çözüm sürecinde kadınların rolünü arttırmalıdır.

Ülkemizde yaşananların, çözüm sürecini olumsuz etkilemesine izin verilmemelidir. Uyuşmazlık çözümüne ilişkin araştırmalar ve dünyadaki iyi uygulamalar örnek alınarak, kapsamlı çözüm önerileri getirilmeli ve bir an önce uygulanılmaya konulmalıdır. Çözüm sürecinin sağlıklı bir şekilde ilerlemesi ve toplumda güvenin yeniden inşası için, bütün tarafların benimseyeceği uzlaşmacı ortak bir dil geliştirilmeli, vatandaşlarımızla yakın akrabalık ve komşuluk ilişkisi içindeki Kobani halkı konusunda gerekli duyarlılık gösterilmelidir.

Denge ve Denetleme Ağı, birbirinden farklı hayat görüşlerini içeren 166 sivil toplum örgütünden oluşmaktadır. Tüm farklılıklarımıza rağmen, bizi özel kılan, demokrasi tarafında, bir arada durabilmemizdir. Demokrasi ve barış kültürünü yerleştirmek için, birlikte olmamız gerektiğinin ısrarla altını çiziyor, toplumun bütün kesimlerini sağduyulu olmaya çağırıyoruz”

 

Alper Tolga Akkuş

Anavarza’da doğdu. Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü’nü bitirdikten sonra ismi lazım değil uluslararası bir bankada 12 yıl çalıştı. Bedensel engelinin kendisine sağladığı SGK imkanlarını kullanarak 2011 Kasım’ında emekli oldu ve asıl mesleğine kesin dönüş yaptı. Yeşil Gazete’yi yemyeşil yapmak gibi bir görevi kendisine misyon edinmiştir. O kadar ”Benden başkan olmaz arkadaşlar, yapmayın etmeyin” dese de dinletememiş ve Ocak 2014’de kurulan ”Engelli Hakları ve Engelsiz Gelecek Derneği”ne başkan seçildiğine müteessir olmuştur. Adanalıdır, Galatasaraylıdır, Türkiye’de yaşamaktadır ve bu üç mucizeyi allahın kendisine bir lütfu saymaktadır.

anavarrza@gmail.com

[Nükleersiz Türkiye için Kürekle Karadeniz] 70.Gün: Ereğli’yi geçtik istikamet Akçakoca

$
0
0

Sinop’ta, Karadeniz’de hatta Mersin’de, Akdeniz’de ve hatta hatta İğneada Marmara’da nükleere hayır diyenlerin ortak sesi olmak için sandalı ve küreği ile 70 gün önce Hopa’dan yola çıkan Hüseyin Ürkmez her kürek çekişte bu İthaka yolculuğunun son iskelesi olarak planlanan Ortaköy’e bir adım daha yaklaşıyor. Ürkmez ile dün telefonda konuştuk. Sesi ilk günkü kadar dinç, ilk kürek çekişinde olduğu kadar enerji dolu. “Bu kadar gün oldu, hiç mi hastalanmadın?” diyecek olduk, “Onlar bu yolculuğun sonuna ertelendi. Önümüzde yapılmasını engellememizin şart olduğu nükleer santraller var” diyerek cevapladı.

2 Kasım Pazar Günü Ortaköy

6 hüseyin...

Yeşil Gazete’den Pınar Demircan‘ın fikir annesi olduğu, Nükleersiz.org ve Yeşil Düşünce Derneği(YDD) tarafından organize edilen “Nükleersiz Türkiye için Kürekle Karadeniz” projesinde sona doğru hızla yaklaşılıyor. 70 gün önce Artvin Hopa’dan sandalı ile Karadeniz’e açılan Hüseyin Ürkmez ile ilgili size en son Amasra‘dan haber iletmiştik. Bugün ise Ürkmez, Akçakoca yolunda. Önündeki durakları da kendisine sorduk söyledi, “Sakarya nehrinin aktığı yer Karasu, daha sonraki gün Kefken, ardına Ağva, derken Şile, Riva, Beykoz ve 2 Kasım 2014 günü Ortaköy”

Ya hava bozarsa diyoruz Hüseyin’e, Ya sandalda beklenmedik bir arıza peydah olursa, Ya -Allah göstermesin- sağlığın bozulursa, aksi bir şey çıkarsa, sözümüzü bitirmeden “Hayır” diyor Hüseyin, “2 Kasım Pazar günü İstanbul’da olmak zorundayım, zorundayız. Biz bir söz verdik. Nükleer karşıtı aktivistleri, Türkiye’de nükleer istemeyen herkesi o gün Ortaköy’e davet ettik. Ben her şartı zorlayarak 2 Kasım Pazar günü Ortaköy Meydanı’nda beni bekleyenler ile buluşmak için elimden gelenin en iyisini yapmaya gayret göstereceğim”

Karadeniz Ereğli

Hüseyin Ürkmez'in 23 Ekim 2014 Perşembe sabahı itibarı ile izlediği rota ve bulunduğu güzergah

Hüseyin Ürkmez’in 23 Ekim 2014 Perşembe sabahı itibarı ile izlediği rota ve bulunduğu güzergah

Karadeniz Ereğli’yi soruyoruz Hüseyin’e. Orda kendisini Yakup Okumuşoğlu’nun karşıladığını. Saat 12:00 yerine 15:00’de Karadeniz Ereğli’ye varmasından ötürü kendisini karşılamak için gelen insanların bir bölümünün ayrılmak zorunda kaldığını iletiyor. Ereğli’de Bozhane Limanı’na gelen Ürkmez’i burada Çevre Platformu üyeleri karşıladı.

Peki biz seni son aradığımızdan beri nasıl geçti yolculuk diyoruz hemen yanıtlıyor, “Sizden sonra Filyos’a vardım. Herkes Kilyos ile karıştırıyor ama karışmasın Kilyos değil Filyos. 3 gün önce Filyostan yola çıktım, aynı gün akşama doğru Zonguldakta basın açıklaması oldu limanda beni karşılayan kalabalık bir nükleer karşıtı aktivist eşliğinde. Zonguldak’tan Kozluya geçtim, ordan sonraki uğrağım olan Ilıksu’da çadırda kaldım. Ilıksu’da sağolsun Ehl-i Keyif müessesinin sahibi Oktay bey beni ağırladı, Ilıksu’dan sabah erken 8’de çıktım yola. Karadeniz’de dağdan denize doğru sert bir rüzgar oluyor, ordan devam ettim. Nonstop Karadeniz Ereğli’ye geldim, 12:00’de diye anlaşmıştık Ereğli için ama 15:00’de ulaşabildim. Basından 1 kişi vardı. Yakup Okumuşoğlu ve Hanımı ile yemek yedik akşamüstü. Bu sabah (22 Ekim 2014 Çarşamba) 8’de Karadeniz Ereğli limanından yola çıktım. Alatlı’ya 2-3 saat, Akçakoca’ya ise 10 km  yolum var. Akçakoca’da Sinan beylere konuk olacağım, Sinan Bey, Giresun Ünye’deki gazeteye yazı yazıyor”

Hüseyin ile konuşmamızın ardından Karadeniz Ereğli’de kendisini ağırlayan ekoloji aktivistlerinin yakından tanıdığı Avukat Yakup Okumuşoğlu‘nu aradık ve hem Hüseyin’in nükleer karşıtı seyahatini hem de Karadeniz Ereğli’deki durumu sorduk kendisine.

Okumuşoğlu, “Nükleere Karşı Kürekle Karadeniz Çok Değerli Bir Eylem Yöntemi”

Avukat Yakup Okumuşoğlu

Avukat Yakup Okumuşoğlu

Karadeniz Ereğli’de şu an bir termik santral bulunmadığını belirten Okumuşoğlu. Yapımı gündemde olan bir termik santralinde ilgili şirketin yükümlülüklerini yerine getirmemesi nedeniyle ÇED sürecinin durdurulduğunu kaydetti. Zonguldak Çatalağzı’nda ise 3 Termik Santral bulunduğunu aktaran Yakup Okumuşoğlu, bu üç santralin birisini devletin ikisini ise Eren Holdingin işlettiğini söyledi. Yeni bir tane santral yapılmasının gündemde olduğunu ve buna karşı dava açtıklarını da sözlerine ekleyen Avukat Okumuşoğlu, Çatalağzı’nda devlet tarafından işletilen santralin hiç arıtma sistemi barındırmadığını da vurguladı.

Hüseyin’in bize telefonda ilettiği, “Karadeniz turum boyunca özellikle Samsun Terme’de Rusya’dan hatta Çin’den bile kömür taşıyan gemileri limanda yük boşaltırken gördüm” sözünü kendisine aktardığımızda Okumuşoğlu, “Çin’in kendisinin kömüre ihtiyacı var ordan kömür taşındığını tahmin etmiyorum ama Rusya’dan hatta Güney Afrika ve Arjantin’den hem kömür hem de cüruf malzemesi taşıyorlar” şeklinde konuştu.

Nükleersiz Türkiye için Kürekle Karadeniz projesinden de bahseden Yakup Okumuşoğlu, “Hayranlık duyuyorum, çok değerli bir eylem yöntemi. Hopa’dan başlayıp Karadeniz’i katediyor Hüseyin Bey. Nükleere karşı bir ses çıkartırken Karadeniz’in biyolojik çeşitliliğine de şahit oluyor” diyerek sözlerini noktaladı.

Hüseyin Ürkmez’i bu bağlantı üzerinden takip edebilirsiniz

 

Haber: Alper Tolga Akkuş

(Yeşil Gazete)

Alper Tolga Akkuş

Anavarza’da doğdu. Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü’nü bitirdikten sonra ismi lazım değil uluslararası bir bankada 12 yıl çalıştı. Bedensel engelinin kendisine sağladığı SGK imkanlarını kullanarak 2011 Kasım’ında emekli oldu ve asıl mesleğine kesin dönüş yaptı. Yeşil Gazete’yi yemyeşil yapmak gibi bir görevi kendisine misyon edinmiştir. O kadar ”Benden başkan olmaz arkadaşlar, yapmayın etmeyin” dese de dinletememiş ve Ocak 2014’de kurulan ”Engelli Hakları ve Engelsiz Gelecek Derneği”ne başkan seçildiğine müteessir olmuştur. Adanalıdır, Galatasaraylıdır, Türkiye’de yaşamaktadır ve bu üç mucizeyi allahın kendisine bir lütfu saymaktadır.

anavarrza@gmail.com

Gerçek Gıda’nın peşinde, hem Adana’da hem Mersin’de

$
0
0

Olmadı, yazamadım

Bugüne kadar olan her toplantıyı, her dersi, her gelişmeyi yazabilmiştim halbuki

Bu senenin başında başlamıştı her şey, o başlangıcı 15 Ocak’ta yazdığım, “Adana ve Mersin iki tam gün Buğday’ın ekolojik yaşam eğitimi ile yoğruldu”da anlatmışım

Peşine ÇEYO (Çukurova Ekolojik Yaşam Okulu) girmiş sahneye ve peşpeşe buluşmaların her birini nakletmişim; “ÇEYO mesaisine Mersin’de başladı”, “Adana ikinci eğitim için ÇEYO öğrencilerini ağırladı” , “Mersin Kompostana Ekoyaşam Merkezi’nde “OT Şenliği”” yazıları ile

Derken yaz gelmiş okul dağılmış hatta mezun olmuşuz

Bu sene başında yeni mezunlar olarak aramıza yeni yol arkadaşlarımızı da katarak artık bilgilerimizi tohumumuza, toprağımıza yani aşımıza katmaya karar vermişiz.

Gerçek Gıda toplantılarının ikincisi Mersin Arslanköy Şaymana Konaklama Tesisleri'nde yapıldı

Gerçek Gıda toplantılarının ikincisi Mersin Arslanköy Şaymana Konaklama Tesisleri’nde yapıldı

İlk toplantı da kaçamamış kalemimden, 30 Eylül’de “Adana’nın iki köyünde hem Organik hem de Topluluk Destekli Tarım buluşması” başlığı ile paylaşmışım

Ama olmadı işte yazamadım henüz 19 Ekim’de Mersin’in yayla köylerinden Arslanköy’ün Şaymana Konaklama Tesisleri’nde gerçekleştirdiğimiz buluşmayı.

Sonra çözdüm ama işi. Ben diğer yazıları hep haber formatında kaleme almıştım. Kendimi gizleyerek, haber dilinde dile getirmiştim.  Ve fakat Şaymana’da şahit olduğumuz güzellik buna imkan vermiyordu belliki. “Sen konuş artık” diyordu kalemimi tutan elim, “Sen anlat”. Ve ekliyordu, “Belki ancak bu şekilde dile getirebileceksin 19 Ekim Pazar günü Şaymana’da olan biteni”

Şaymana’da kimler yoktuki

Buluşmaların Adana ayağını organize eden Sema ve Serdar İskit

Mersin ayağı düzenleyicileri Hanife Körünoğlu ve Elif Taştan

Gerçek Gıda toplantılarının organizatörleri soldan sağa: Hanife Körünoğlu, Serdar İskit, Sema İskit ve Elif Taştan

Gerçek Gıda toplantılarının organizatörleri soldan sağa: Hanife Körünoğlu, Serdar İskit, Sema İskit ve Elif Taştan

Şaymana’yı hayata geçiren Semra ve Deniz Yıldıran

Arslanköy’lü üretici Cem Özdemir

Mersin Büyükşehir Belediyesi Tarımsal Hizmetler Daire Başkanı İlker Taner Pırlak

Adana İl Tarım Müdürlüğü’nden İkbal Karabaş, Bünyamin Özkan, Ayşe Tatlı, Ayla Yıldız, Hacı Emir Kurt

Güler Grup Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Güler

Her toplantımızda bize engin toprak ve tohum bilgisi ile ışık tutan Alata’dan emekli ziraat mühendisi kompostanamız Huriye Kara

Ve diğer arkadaşlarımız, buluşmaya ilk defa katılanlar, yol boyunca yanımızda olanlar

Şaymana’nın avlusuna kurulmuş uzun masada kahvaltı düzeneği oluşturmuş, kısa kısa kendimizi tanıtmaya başlamışken vardım ayırdına bugünün farklı olduğunun

Artık bir şeyler yapmak isteyen bir avuç gönüllüden ibaret değildi topluluğumuz

İl Tarım Müdürlüğünden Belediyeye, Mersin Hal’inden Üreticiye, İşadamından Ziraat Fakültesi yeni mezununa üzerine titrediğimiz gerçek gıda alanının hemen hemen tüm aktörleri bizimle birlikteydi işte

15 Ocak’ta Buğday’ın attığı tohum sene bitmeden gövermeye başlamıştı

Huriye Hoca o kahvaltı masasında sözü aldığında imledi ilk olarak o günün değerini, toplantıya tesisin içinde devam ederken bir kez daha yineledi, “Bugün burada çok değerli bir şey paylaşıyoruz” diyerek. Günün heyecanından olsa gerek şalını unutup gittiğinde ve iki gün sonra benden almaya geldiğinde bir kez daha söylemekten alamadı, “Pazar günü çok güzeldi değil mi Alper? Sen ne düşünüyorsun” diye bana sormaktan kendini.

Düşündüğümü söyledim bende Huriye ablaya, “Ekilmiş bir toprakmışız gibi geliyor bana, sene boyu sürüldük, sulandık, güneşlendik. Şimdi ise filiz vermeye başladık”

şaymana 4...

Toplantıda IFOAM öncesi Sivil Konferans’ta da uygulanan Fishbowl yöntemi uygulandı

Şaymana’daki toplantıyı günün moderatörü ya da daha bize daha hoş gelen tabir ile söylersek kolaylaştırıcısı Serdar açtı. Sema ile daha yeni döndükleri IFOAM (Dünya Organik Kongresi) izlenmimlerini paylaştı katılımcılar ile. Bilge Çiftçi’den söz etti, IFOAM’ın İstanbul’a gelmesini sağlayan Victor Ananias’ı andı. Kongreye katılan dünyanın pek çok bölgesindeki deneyimleri paylaştı. Kongrenin ana sloganı, “Organik Köprüler Kurmak”ın bizim çalışmalarımızla ne denli örtüştüğüne işaret etti. Afyon Başmakçı’dan Veysi Amca’nın organik tarım utkusunun kendisini Japonya’lara kadar götüren hikayesini aktardı.

Dünyada gerçek tohumun neslinin tükenmesi tehlikesini dile getirdi ardından Serdar. Gerçek yani yerel tohumun patentlenmek istendiğini, yeni yeni kanunlarla şirketlerin ürettiği hibrid tohumların dayatıldığını anlattı. Ana akım medyada aksi bir görüntü yaratılmaya çalışılsada halen aile çiftçiliğinin yani küçük ölçekli çiftçiliğin dünya gıdasının %97’sini ürettiğini gıda tröstlerinin payının ise %2-3’lerde kaldığını belirtti.

Serdar İskit’ın IFOAM paylaşımının ardından Şaymana Tesisinin iç kısmına geçti tüm katılımcılar. Burada IFOAM öncesi gerçekleşen Sivil Forum’daki yöntem ile çalıştık. Önce 3 gruba ayrıldık. Her grubun yanıt bulması gereken iki soru vardı, “Neden buradayız?” ve “Bundan sonra nasıl hareket edeceğiz?”. 20 dakika içinde bu soruları tartışan her grubun sözcüsü sürenin sonunda Fishbowl yöntemi ile kendi grubundan çıkan görüşleri paylaştı. Fishbowl yöntemi, ön tarafa 3,4 sandalye konması ve her söz almak isteyenin yerinden kalkıp bu sandalyelere söz sırasına göre oturması ile hayata geçiyor. Ben ilk defa Şaymana’da şahit oldum ve toplantıya kattığı derinliğe binaen hakkını teslim etmek isterim.

İkinci oturumun ardından Şaymana’daki gerçek gıda toplantısı  her isteyenin eteğindeki taşı bu toplantı çerçevesinde dökmesinin arından sona erdi.

Ama ben hala emin değilim

Oldu mu, yazabildim mi?

#anavarrza

Alper Tolga Akkuş

Anavarza’da doğdu. Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü’nü bitirdikten sonra ismi lazım değil uluslararası bir bankada 12 yıl çalıştı. Bedensel engelinin kendisine sağladığı SGK imkanlarını kullanarak 2011 Kasım’ında emekli oldu ve asıl mesleğine kesin dönüş yaptı. Yeşil Gazete’yi yemyeşil yapmak gibi bir görevi kendisine misyon edinmiştir. O kadar ”Benden başkan olmaz arkadaşlar, yapmayın etmeyin” dese de dinletememiş ve Ocak 2014’de kurulan ”Engelli Hakları ve Engelsiz Gelecek Derneği”ne başkan seçildiğine müteessir olmuştur. Adanalıdır, Galatasaraylıdır, Türkiye’de yaşamaktadır ve bu üç mucizeyi allahın kendisine bir lütfu saymaktadır.

anavarrza@gmail.com

Zambiya Cumhurbaşkanı Sata İngiltere’de öldü

$
0
0

Zambiya Cumhurbaşkanı Michael Sata, İngiltere’nin başkenti Londra’da tedavi gördüğü hastanede hayatını kaybetti.

Zambiya hükümeti Cumhurbaşkanı Michael Sata

Zambiya hükümeti Cumhurbaşkanı Michael Sata

Zambiya hükümeti Cumhurbaşkanı Michael Sata’nın ölüm haberini doğruladı. Halk, sağduyu ve sükûnete davet edildi. Michael Sata, eylül ayında Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’na katılmak üzere New York’a gitmiş, konuşmasını rahatsızlığından ötürü iptal etmişti.

77 yaşındaki Sata, rahatsızlığından dolayı 10 gün önce Londra’daki bir tıp merkezine nakledilmişti. Hastalığına ilişkin ayrıntı verilmeyen Sata’ya Savunma ve Adalet Bakanı Edgar Lunga vekalet ediyordu.

Michael Sata, İngiltere’den 1964 yılında bağımsızlığını kazandıktan sonra Kuzey Rodezya olan adını Zambiya olarak değiştiren ülkenin 5’inci cumhurbaşkanıydı. Polislik, demiryolu işçiliği ve sendikacılık yapan Sata, 2011 yılında demokratik yollardan işbaşına gelmişti.

Sata, dünyanın en büyük bakır üreticileri arasında yer alan ülkesinde gelir dağılımını düzeltmeyi öncelikleri arasına almıştı. Ekonomisi hızla büyüyen Zambiya’da halkın büyük bölümü yoksulluk sınırının altında yaşıyor.

Alper Tolga Akkuş

Anavarza’da doğdu. Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü’nü bitirdikten sonra ismi lazım değil uluslararası bir bankada 12 yıl çalıştı. Bedensel engelinin kendisine sağladığı SGK imkanlarını kullanarak 2011 Kasım’ında emekli oldu ve asıl mesleğine kesin dönüş yaptı. Yeşil Gazete’yi yemyeşil yapmak gibi bir görevi kendisine misyon edinmiştir. O kadar ”Benden başkan olmaz arkadaşlar, yapmayın etmeyin” dese de dinletememiş ve Ocak 2014’de kurulan ”Engelli Hakları ve Engelsiz Gelecek Derneği”ne başkan seçildiğine müteessir olmuştur. Adanalıdır, Galatasaraylıdır, Türkiye’de yaşamaktadır ve bu üç mucizeyi allahın kendisine bir lütfu saymaktadır.

anavarrza@gmail.com


[Altın Koza Film Festivali] 5. günde Kazım Koyuncu, Derviş Zaim, Tuncel Kurtiz ve Yılmaz Güney

$
0
0

21. Adana Altın Koza Film Festivali’nde 5. güne de geldik. Bugün haricinde bir Cumartesi ve Pazarımız kaldı. Bir Altın Koza -mateessüf- klasiği festival kitapçığı her zamanki gibi çok geç elimize (ben dün gece yarısı alabildim mesela) ulaştı. Elimize derken sakın sinemasever Adanalıları kastettiğim sanılmasın. Sadece biz akredite olmuş “şanslı” gazeteciler ve festival konukları edinebildi Altın Koza Festival kitapçığını. Tekraren belirtmemde fayda var, Hem de hepi topu 1 hafta süren festivalin 4. gününde.

Altın Koza’da Dinmez Çile: Festival Kitapçığı

Festival kitapçığı, sizi bilmem ama, benim her film festivalinde olmazsa olmazımdır. O hep yanımda olacak, festival başlamazdan 1 hafta önce hatmedilecek, seanslar ve filmler arası kombinasyonlar oluşturulacak. O film burda şu saatte biterse öbür filme orda şu dakkada yetişebilmenin fizik kondisyon hareketleri hesaplanacak vsr.

Yani bu durum ben İstanbul’da yaşar iken böyleydi en azından. 3 yıldır Mersin’deyim ve 3 yıldır Altın Koza’da değişmeyen tek gerçek şu; “Sinemasever isen, herhangi bir “festival koruması” altında da bulunmuyorsan hadi başka kapıya”

İlk sene tüm festival süresince, geçen sene ilk 3 gün ben de o tırnak içinde belirttiğim “festival koruması” altında olmadığım için gayet iyi biliyorum Adanalı ve tabi yakın çevreli sinemaseverlerin haklı isyanlarının gerekçelerini.

Ama bu tatsız konular sinema büyüsünün içinde dağılıp gidiyor elbette. İşte bu sabah, festival kitapçığımı masama yayarak 5. günde de olsa yaptım “Bugün beni neler bekliyor” listemi. Sizlerle de paylaşayım.

Avşar Sinemaası’nda Akdeniz Ülkeleri Kısa Film Yarışması ve Kıssadan Hisse / Öğrenci Filmleri seçkisi

Güne Optimum AVM içinde bulunan Avşar Sinemaası’nda Akdeniz Ülkeleri Kısa Film Yarışması ve Kıssadan Hisse / Öğrenci Filmleri seçkisi ile başlayacağım. 13:00 – 16:00 seçkisinin ortasında bir yerde çıkıp Cinemaximum’a kıracağım dümeni.

Bu noktada Avşar sinemasının bulunduğu Optimum AVM ile Cinemaximum’un bulunduğu Real AVM’nin arasının Pendik – Beylikdüzü arasının Adana ölçeği kadar olduğunu belirtmeme izin verin. E, peki nasıl yetişeceğim. İşte bu noktada Sezar’ın hakkını Altın Koza’ya veriyor ve “festival koruması” altındaki (akredite gazeteciler, sinema dünyasından konuklar, festival guest yaka kartı talihlileri vsr) şanslı bizlere sunulan ulaşım hizmetinin şahane işlediğinin altını çizmek istiyorum. Altın Koza ekibi tüm salonlarda, tüm otellerde (Ben gerçi bir Seyhan’ı biliyorum ama) ve karşımıza çıktıkları her yerde son derece kaliteli bir hizmet sunuyorlar. Güleryüz ve problem çözme gayret/becerileri takdire şayan.

Bir Kazım Koyuncu filmi: Yağmur:-Kıyamet Çiçeği

9 yağmur kıyamet çiçeği

İşte ben de bu ulaşım hizmetinden faidelenip 15:00’de Cinemaximum’da gösterilecek Onur Aydın‘ın ulusal yarışmaya dahil filmi, “Yağmur:-Kıyamet Çiçeği“ni izleyeceğim kısmetse.

Film Kazım Koyuncu’yu ve 1996’da kendi sahasında Fenerbahçe’ye mağlup olarak şampiyonluğu tek golle kaybeden Trabzonspor’u anlatıyor kabaca. Şimdi kitapçıktan hızlıca konusuna baktım, “Kazım, 21 yaşında üniversite öğrencisidir. Memleketi Hopa’ya döner, Akçaabatsebatspor’da da Şenol futbolcudur” filan diyor. Daha fazla okumayayımda hem sizin hem de bizim sinema tadımız kaçmasın ma bu film kaçmaz.

Derviş Zaim, “Devir”in hemen ardından “Balık” ile Altın Koza’da

10 Balık...

Ve Altın Koza’da olmama vesile 2 filmden birini izleme imkanım olacak Cinemaximum’da 17:45 matinesinde (Diğer film, caannım Ken Loach abimişn filmi, “Jimmy’s Hall (Özgürlük Dansı)”. Her filmini çok takdir ettiğim Derviş Zaim’in son filmi, “Balık”. Zaim, geçen sene de “Devir” ile arz-ı endam etmişti Altın Koza’da. Devir, yeni bir sinema deneyimini vaat ediyordu biz sinemaseverlere. “Balık” da bu sürecin yeni halkası olduğunu düşündürdü konusuna göz attığımda bana. Festival kitapçığında film hakkında kaleme alınan tanııtım yazısının ilk cümlesi bile izlemek için yeter, “Balık, insan-doğa ilişkisi üzerine oadaklanıyor”

Tuncel Kurtiz’in anısına: “Gezici Festivalin Yol Arkadaşı Tuncel Kurtiz” ve “İnat Hikayeleri”

Ve 5. günün kapanışını yine Cinemaxmum’da gösterilecek peşpeşe iki Tuncel Kurtiz’li belgesel ile yapacağım. “Gezici Festivalin Yol Arkadaşı Tuncel Kurtiz” ve “İnat Hikayeleri”.

Altın Koza’da geçtiğimiz yıl hayatlarını kaybeden Türk sinemasının iki duayen sanatçısı “Çolpan İlhan” ve “Tuncel Kurtiz” için “Anılarına” bölümü var. İzleyeceğim iki belgeselde bu bölüme ait yapımlar

Peki seni anladık, Bugün başka neler var diyenlere de birkaç tüyo vermeye çalışayım

Metropol Sineması’nda günboyu Lauren Bacall filmleri gösterilecek. Muhtemelen Altın Koza ekibi tarafından dilimize kazandırılan absürd başlıklarını es geçip orjinal adlarını belitmekle yetineyim. “To have and Not have”, “The Big Sleep”, ve “Key Largo”.

Belediye Tiatro Salonu’nda Yılmaz Güney Söyleşisi

Nuri Bilge Ceylan bu sene Cannes'da Altın Palmiye'yi 390 yıl önce Yılmaz Güney'in yaptığı şekilde kutlamıştı

Nuri Bilge Ceylan bu sene Cannes’da Altın Palmiye’yi 390 yıl önce Yılmaz Güney’in yaptığı şekilde kutlamıştı

Altın Koza’yı diğer festivallerin çok önüne taşıyan artısı, festival kitapçığı mezalimini geride bırakırsak tam anlamı ile bir halk şenliği olması. Festival zamanı Adana tam manası ile sonbahar karnavalına dönüşüyor. Konserler, etkinlikler, hergün başka yerde (ben daha hiçbirisine iştirak edememiş olsamda) partiler ve elbette panel/söyleşiler.

Bugün de Belediye Tiyatro Salonu’nda Abdurrahman Keskiner, Hikmet Taşdemir, Semir Arslanyürek ve Yaşar Pütün’ün katılacağı Yılmaz Güney Sineması söyleşisi bulunuyor. Söyleşinin başlama saati ise 14:00

Hepinize iyi seyirler

#anavarrza

(Yeşil Gazete)

 

Alper Tolga Akkuş

Anavarza’da doğdu. Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü’nü bitirdikten sonra ismi lazım değil uluslararası bir bankada 12 yıl çalıştı. Bedensel engelinin kendisine sağladığı SGK imkanlarını kullanarak 2011 Kasım’ında emekli oldu ve asıl mesleğine kesin dönüş yaptı. Yeşil Gazete’yi yemyeşil yapmak gibi bir görevi kendisine misyon edinmiştir. O kadar ”Benden başkan olmaz arkadaşlar, yapmayın etmeyin” dese de dinletememiş ve Ocak 2014’de kurulan ”Engelli Hakları ve Engelsiz Gelecek Derneği”ne başkan seçildiğine müteessir olmuştur. Adanalıdır, Galatasaraylıdır, Türkiye’de yaşamaktadır ve bu üç mucizeyi allahın kendisine bir lütfu saymaktadır.

anavarrza@gmail.com

[Sürdürülebilir Yaşam Film Festivali] Kasım’ın 7-8 ve 9’unda kimselere söz vermeyin

$
0
0

Neden mi?

Sürdürülebilir Yaşam Film Festivali 8. senesinde sırf İstanbul değil sırf Ankara değil, bu sene eş zamanlı olarak 11 ilde tamda o günlerde sinema ve belgeseverlere kapılarını açıyorda ondan

Önce sözü Sürdürülebilir Yaşam Kollektifi’ne verelim, bakın onlar bu seneki film festivali için ne demişler;

SYFF'de izleyicilerin merakla beklediği yapımlardan biri de "Local Food Roots" (Yerel Gıdanın Kökleri)

SYFF’de izleyicilerin merakla beklediği yapımlardan biri de “Local Food Roots” (Yerel Gıdanın Kökleri)

Bazı hikâyeler hayata bakış açınızı kökten değiştirebilir! Bazı filmler vardır izleyince önünüzde yeni bir pencere açılır… Türkiye’ye yayılan SYFF (Sürdürülebilir Yaşam Film Festivali), belgesellerin gücünden faydalanarak sürdürülebilir bir yaşam için kültürel değişime katkı vermek amacıyla izleyicilerle buluşacak.

Sürdürülebilir Yaşam Film Festivali bu yıl Sürdürülebilir Yaşam Kollektifi’nin “Siz de Yapabilirsiniz” çağrısına kulak veren yerel ekiplerle işbirliği yaparak sürdürülebilir bir yaşamın mümkün olduğunu anlatan belgeselleri daha çok insana ulaştıracak. Festival 7-8-9 Kasım’da İstanbul, Adana, Ankara, Antalya, Balıkesir, Bodrum, Çanakkale, Diyarbakır, Hopa, İzmir ve Trabzon’da eş zamanlı olarak gerçekleşecek.

SYFF bu sene 7-8-9 Kasım’da İstanbul, Adana, Ankara, Antalya, Balıkesir, Bodrum, Çanakkale, Diyarbakır, Hopa, İzmir ve Trabzon’da

SYFF bu sene 7-8-9 Kasım’da İstanbul, Adana, Ankara, Antalya, Balıkesir, Bodrum, Çanakkale, Diyarbakır, Hopa, İzmir ve Trabzon’da

Hem siz SYFF’deki tüm filmlerin tüm etkinliklerin bil-a bedel yani ücretsiz olduğundanda haberdarsınızdır eminim

Hem siz bu sene Sürdürülebilir Yaşam Film Kollektifinin şu an deneme yayınlarına hafiften başlayan Sürdürülebilir Yaşam TV‘yi bu festival sırasında hayata geçireceğinden de haberdarsınızdır. Haberdar olmayanlarınız için kollektiften Pınar Öncel‘in Yeşil Gazete’ye özel kaleme aldığı “Sürdürülebilir Yaşam.tv hangi ihtiyaçtan doğdu?” yazısını bu vesile bir kez daha anımsatmış olalım.

Her sene 250’ye yakın/aşan film arasından seçiyoruz diyor festivalde yer alacak filmleri  SYFF ekibinden Tuna Özçuhadar ve Pınar Öncel. Bu 250 filmden bu sene bizim önümüze gelecek 25’ini ise her sene yaptıkları gibi 3 kıstası gözeterek seçtiklerini aktarıyorlar ardına;

SYFF 2014 Final from SYTV on Vimeo.

1) Festivaldeki filmler sorunu anlatırken çözüm de üretebilmeli

2) Sadece kendi sorununu yansıtmakla kalmayıp diğer konulara da değinebilmeli. Bütüncül bir bakış açısına sahip olabilmeli

ve

3) SYFF’de yer alan filmler mutlaka ama mutlaka kalbe hitap edebilmeli

syff 2

Bu yıl da bu üç merhaleyi aşabilen filmler ile 7-8-9 Kasım tarihlerinde hemhal olma şansımız var. Ben kendi adıma Adana’da Seyhan Belediyesi Salonu’ndaki gösterimlerde olacağım. Adana ayağını ÇEYİ (Çukurova Ekolojik Yaşam İnsiyatifi) organize ediyor. SYFF’nin bir özelliği de bu aslında. Her ilde bir sivil toplum kuruluşu ve/veya insiyatifi kendi üstüne alıyor festival organizasyonunu.

SYFF’de sırf film gösterimlerini olmadığını filmlere koşut paneller, söyleşiler, müzik dinletileri olduğunu, Sürdürülebilir Yaşam Film Festivali’nin velhasıl-ı kelam bir ekoloji temaşası olduğunu da yeri gelmişken vurgulayalım

SYFF Adana Programı

SYFF Adana Programı

O halde burdan çağrımız olsun SYFF şanslısı iller (ve ilçeler) İstanbul, Adana, Ankara, Antalya, Balıkesir, Bodrum, Çanakkale, Diyarbakır, Hopa, İzmir ve Trabzon’da SYFF düzenleyicileri ve izleyicilerine. Yediğiniz içtiğiniz sizin olsun bize SYFF’de gördüklerinizi, aktarmak istediklerinizi anlatın; biz de Yeşil Gazete üzerinden tüm okurlarımız ile paylaşalım. Bize hm@yesilgazete.org üzerinden ulaşabilirsiniz.

Şimdiden iyi seyirler ve bol SYFF’li günler

#anavarrza

Alper Tolga Akkuş

Anavarza’da doğdu. Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü’nü bitirdikten sonra ismi lazım değil uluslararası bir bankada 12 yıl çalıştı. Bedensel engelinin kendisine sağladığı SGK imkanlarını kullanarak 2011 Kasım’ında emekli oldu ve asıl mesleğine kesin dönüş yaptı. Yeşil Gazete’yi yemyeşil yapmak gibi bir görevi kendisine misyon edinmiştir. O kadar ”Benden başkan olmaz arkadaşlar, yapmayın etmeyin” dese de dinletememiş ve Ocak 2014’de kurulan ”Engelli Hakları ve Engelsiz Gelecek Derneği”ne başkan seçildiğine müteessir olmuştur. Adanalıdır, Galatasaraylıdır, Türkiye’de yaşamaktadır ve bu üç mucizeyi allahın kendisine bir lütfu saymaktadır.

anavarrza@gmail.com

Yargı 4. Hes için de aynı kararı verdi, “Munzur’da Hes’e geçit yok”

$
0
0

Ankara 3’üncü İdare Mahkemesi Dersim’de, Munzur Vadisi’nde yapılması planlanan dördüncü HES projesi Kaletepe’yi de iptal etti.

Mahkeme Temmuz ayında Munzur Milli Parkı’nda yer alan Konaktepe 1, Konaktepe 1 ve Bozkaya Baraj ve HES projelerini de hukuka aykırı ve ÇED yeterliliği olmadığı gerekçesiyle iptal etmişti. Son olarak iptal edilen Kaletepe HES projesine de 31 Ekim günü yapılan duruşmada aynı gerekçelerle iptal kararı verildi.

19 Munzur...

HES’lerin iptali için dava açan avukatlardan Özgür Ulaş Kaplan, “Munzur Vadisi içindeki Milli Park sahası içinde bundan sonra hiç kimse bir tek çivi dahi çakamaz” diye konuştu.

Dört HES projesinin iptali için mahkemeye başvuran avukatlardan Tunceli Barosu Başkanı Uğur Yeşiltepe, Özgür Ulaş Kaplan ve doğa savunucusu Haydar Çetinkaya konuya ilişkin basın toplantısı düzenledi.Avukat Kaplan, Munzur Vadisi’nde yapım aşamasına gelen 4 HES projesinin mahkemelerce iptal edilmesinin en büyük gerekçesinin geçmiş yıllarda baraj projesi hazırlanırken hukuksuz gerekçeler gösterilmesi ve ÇED muafiyeti olduğunu söyledi. Kaplan, şunları söyledi.

“Munzur Vadisi içindeki Milli Park sahası içinde bundan sonra hiçbir kimse bir tek çivi dahi çakamaz. Bundan böyle Munzur içersinde hiçbir baraj projesinin hayata geçirilmesi imkansız hale geldi. Devlet bir daha vadi içinde baraj projesi hayata geçirmek isterse bu tamamen hukuksuz ve kaçak bir çalışma olur ve buna da kimse müsaade edemez zaten. Ankara 3’üncü İdare Mahkemesi’nin bu kararı bütün Dersimlileri ve çevrecileri sevindirmiştir. Bu mahkeme kararı ile birçok ziyaret yerimiz ve kutsal mekanımız da kurtulmuş oluyor. Bu da Alevi inancı açısında son derece olumlu bir durum ve karardır. Munzur Vadisi’nde projelendirilen hiçbir baraj ve HES projesi için ÇED olumlu kararı yoktu.

Bütün HES projeleri ÇED kararlarından muaf tutulmuşlardı. Mahkeme ÇED olumlu kararı alınmadan böyle bir projenin hayata geçirilmeyeceğini kesin bir kararla belirtiyor. Bu durumun özellikle milli parklarda hukuka aykırı olduğunu belirtiyor ev baraj projelerini iptal ediyor. Munzur Vadisi Milli Parkı’nda ÇED olumlu kararı alınması mümkün değil ve bu durumda Munzur Vadisi’nde bir daha herhangi bir baraj projesinin onaylanacağını hiçbir şekilde düşünmüyoruz”

Alper Tolga Akkuş

Anavarza’da doğdu. Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü’nü bitirdikten sonra ismi lazım değil uluslararası bir bankada 12 yıl çalıştı. Bedensel engelinin kendisine sağladığı SGK imkanlarını kullanarak 2011 Kasım’ında emekli oldu ve asıl mesleğine kesin dönüş yaptı. Yeşil Gazete’yi yemyeşil yapmak gibi bir görevi kendisine misyon edinmiştir. O kadar ”Benden başkan olmaz arkadaşlar, yapmayın etmeyin” dese de dinletememiş ve Ocak 2014’de kurulan ”Engelli Hakları ve Engelsiz Gelecek Derneği”ne başkan seçildiğine müteessir olmuştur. Adanalıdır, Galatasaraylıdır, Türkiye’de yaşamaktadır ve bu üç mucizeyi allahın kendisine bir lütfu saymaktadır.

anavarrza@gmail.com

Sürdürülebilir Yaşam Film Festivali tanıtımı için bisikletle şehir turu attılar

$
0
0

8. Sürdürülebilir Yaşam Film Festivali’nin (SYFF) bu haftasonu (7-8 ve 9 Kasım, Cuma-Cumartesi ve Pazar) konuk olacağı illerden birisi olan Adana’da SYFF tanıtımı için Pazar günü festivalin ruhuna uygun bir tanıtım yoluna başvuruldu. Adanalı 70 bisikletçi atladılar iki tekerlerine ve “Duyduk duymadık demeyin, Bu hafta memlekete Sürdürülebilir Yaşam Film Festivali geliyor” ilanını pedal basarak duyurdular Çukurovalı hemşehrilerine.

1 syff adana...

Adana’daki SYFF organizasyonunu üstlenen Çukurova Ekolojik Yaşam İnsiyatifi (ÇEYİ) bu tanıtım için Adana’da faaliyet gösteren 3 bisikletli oluşumu;  Adana Bisiklet Topluluğu (ABİT), Perşembe Akşamı Bisikletçileri (PAB) ve Yeşil Pedal Bisiklet Topluluğu ile irtibata geçti. Bu etkinlik için önceden Trafik Şube ile de görüşen ÇEYİ üyeleri bisiklet parkuru ( Atatürk Parkı, Ziyapaşa ve Gazipaşa bulvarları, Baraj Yolu, Turgut Özal, Alpaslan Türkeş ve yeniden Atatürk Parkı arası 30 km)  boyunca hem bisikletlilerin güvenliğini temin etme hem de trafiğin düzenini sağlama imkanını da sağlamış oldular.

Pazar günü pedal basmanın SYFF duyurusu yanında bir diğer amacı da Adana’ya bisiklet yolları açılması hakkında kamuoyu duyarlılığını arttırmaktı. Hem bisiklet yolları yapılmasına yönelik çağrılar yapılmasını  hem de Adana’lıları Sürdürülebilir Yaşam Film Festivali’ne davet etmek amacıyla kortejin ön ve arkasında arkalarında festival afişlerinin olduğu reklam panolarını bisikletliler çekerken onlara eşlik eden araçtanda sesli mesajlar yolu ile tanıtım yapıldı.

ÇEYİ üyeleri Pazar günü yapılan çağrı dışında hafta içi hergün 2 bisikletlinin festival tanıtımı için Adana’da pedal basmaya devam edeceğini aktardılar.

Sürdürülebilir Yaşam Film Festivali bu haftasonu Adana ile bilikte 11 ilde eş zamanlı olarak ekolojistleri tüm dünyadan umut aşılayan belgeseller ile buluşturacak.

(Yeşil Gazete)

Alper Tolga Akkuş

Anavarza’da doğdu. Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü’nü bitirdikten sonra ismi lazım değil uluslararası bir bankada 12 yıl çalıştı. Bedensel engelinin kendisine sağladığı SGK imkanlarını kullanarak 2011 Kasım’ında emekli oldu ve asıl mesleğine kesin dönüş yaptı. Yeşil Gazete’yi yemyeşil yapmak gibi bir görevi kendisine misyon edinmiştir. O kadar ”Benden başkan olmaz arkadaşlar, yapmayın etmeyin” dese de dinletememiş ve Ocak 2014’de kurulan ”Engelli Hakları ve Engelsiz Gelecek Derneği”ne başkan seçildiğine müteessir olmuştur. Adanalıdır, Galatasaraylıdır, Türkiye’de yaşamaktadır ve bu üç mucizeyi allahın kendisine bir lütfu saymaktadır.

anavarrza@gmail.com

Açık Radyo 20 Yaşında

$
0
0

Kainatın tüm seslerine, renklerine ve titreşimlerine Açık Radyo” şiarıyla yola çıkan kalp, gönül (ikisi çok ayrıdır), dimağ ve bittabi kulak hırsızımız Açık Radyo, 13 Kasım 2014 itibarı ile 20. yaşını doldurdu. Şu gün itibarı ile 21. yaşından gün almakta.

Açık Radyo 20 Yaşında

3 haftadır her [[ha-ki] hazırlığı sırasında benzer şeyleri yazıyorum Yeşil Gazete ekibindeki arkadaşlara.

[ha-ki] yazılarını alelacele girer ve girilen her yazı sonrası mail grubumuza (ki adı “yggil” olur) bilgi geçerken, “Bakın diyorum 2 hafta (1 hafta, Yarın vsr) sonra Açık Radyo’nun 20. yaş günü, bunları bitirdikten sonra ben onu yazacağım, haberiniz olsun”

Ama işte evdeki hesap ve çarşı sorunsalı hep bağlıyor bir yerde elimi, ayağımı

Açık Radyo’muza Yeşil Gazete’miz (tamam Ömer abi, tamam, İyelik ekleri ayraç ile ayrılmaz, sana latife olsun diye doğum günü özel yaptım bu seferlik) üzerinden “İyiki doğdun, Nice Yıllar ve Hep Açık Radyo” diyebilmek işte bugüne nasip oldu. Bugün ve şu an (15 Kasım Cumartesi saat 08:49) bu satırları karalarkende öyle harala gürele yazıyorumki anlatılır gibi değil

Haklısınız

Katılıyorum

Bize ne senden, sen bize Açık Radyo’ndan (Ömer abi, biliyorum, ok) bahset dediğinizi duyar gibiyim

Açık Radyo Günlüğü

Ama işte Açık Radyomuz öyle derya öyle engin öyle okyanuski, bu soru her sorulduğunda, yani, “Açık Radyo’yu anlat” dendiğinde veya hep sorulageldiği gibi, “Hmm, demek öyle bir radyo var, Peki ne çalıyorlar?” diye sual edildiğinde apışıp kalıyor insan

9 Açık Radyo

“Her şeyi” diyorum ben de cevabımın ne kadar manasız kaçtığını kendimde farkederek

“Nasıl yani, “Herşey”” soru dolu bakışlarını, “Abi/Abla bak sen aç bir (İstanbul ve yakın çevresi için fm 94.9 frekansını), tuşla bir (İnternet erişimi olan Tüm Kainat için) www.acikradyo.com.tr sitesini, bir iki gün dinle, farklı programları tecrübe et, ondan sonra konuşalım” diye ekliyorum üstüne

İkna olmuyorlar

Bakışlarından anlıyorum

Bende kendi aciz dimağım ile bu “İkna olmama” durumuna bir short cut çözüm bulabilir miyim acep diyerek bundan tam 288 Hafta önce bir Açık Radyo Günlüğü tutmaya başladım ya zaten.

Biliyorum yetersiz, biliyorum “Açık Radyo Okyanusu” kaale alındığında minik bir hamsi balığı kadar manasız (Hamsi balığı değil tabi, benim blog) ama benim adım Hıdır değilse bile elimden gelen maalesef budur

Çok cüz-i bir azınlık dışında kimselere de haber etmiyorum aslında 288 haftalık Açık Radyo Günlüğü’mden (Ömer abi, tamam, farkındayım abi, “İyelik ekleri ve Ayraç”, evet abi)

En fazla, “İşte bu da benim Farmville’ım, benim oyunum” diyorum açıklama zarureti hasıl olduğunda.

20. yaşında ve 40. Yayın döneminde

Beni ve Aciz blogumu geçip tekrar asıl anlatmak istediğimze, doğum günü çocuğu “Açık Radyo”ya geçeyim

8 açık radyo...

Efenim, bilenler bilir, Açık Radyo, her altı ayda bir yeni yayın dönemine geçer. İşte 27 Ekim itibarı ile 20. ylında 40. yayın dönemine geçti “Kainatın Tüm Sesleri”ne bizi meftun eden radyomuz.

Ben size kendimce bu yayın döneminde “Amman haa, kaçırayım demeyin”lerimi salık vereyim kısaca

Şimdi 40. yayın dönemi programına baktım ve bunun da manasızlığını farkettim arkadaş

Çünkü yayınlanan her programı öneresim var

O halda var mısınız şöyle yapalım.

20. Yıl Şerefine Yeşil Gazete’de Açık Radyo Yazı Dizisi

Ben 40. yayın dönemi programı çizelgesini şurdan sizlerle paylaşayım, siz bir inceleyin, dinlememiş olanlarınız -hala- var ise ne yapsın ne etsin Açık Radyo’yu benim de internet üzerinden Açık Radyo’yu takip ettiğim şu linkten dinlesin

Ben de Açık Radyo’nun 20. yaşı şerefine bir süre daha Yeşil Gazete [ha-ki] köşesinden Açık Radyo yazıları kaleme almaya devam edeyim.

Hatta buna sizi de katayım

Siz de kendi Açık Radyo anılarınızı, Açık Radyo ile ilgili aklınıza gelenleri, yüreğinize işleyenleri “hm@yesilgazete.org” ve/veya “anavarrza@gmail.com” üzerinden bize gönderin biz de Yeşil Gazete [ha-ki] köşemizden paylaşalım tüm Kainat ile

Şimdilik son verirken Ömer abimize yürek dolusu teşekkürler

Hamiyetten gözlerimizi her daim yaşartan Açık Radyomuzu bizimle buluşturduğu, buluşturmaya 20 yıldır devam ettiği için

Hep Açık Radyo…

#anavarrza

Alper Tolga Akkuş

Anavarza’da doğdu. Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü’nü bitirdikten sonra ismi lazım değil uluslararası bir bankada 12 yıl çalıştı. Bedensel engelinin kendisine sağladığı SGK imkanlarını kullanarak 2011 Kasım’ında emekli oldu ve asıl mesleğine kesin dönüş yaptı. Yeşil Gazete’yi yemyeşil yapmak gibi bir görevi kendisine misyon edinmiştir. O kadar ”Benden başkan olmaz arkadaşlar, yapmayın etmeyin” dese de dinletememiş ve Ocak 2014’de kurulan ”Engelli Hakları ve Engelsiz Gelecek Derneği”ne başkan seçildiğine müteessir olmuştur. Adanalıdır, Galatasaraylıdır, Türkiye’de yaşamaktadır ve bu üç mucizeyi allahın kendisine bir lütfu saymaktadır.

anavarrza@gmail.com

Trafik Mağdurları için Bağdat Caddesi’nde kefenli anma günü

$
0
0

Her yıl Kasım ayı’nın 3. Pazar günü gerçekleştirilen Dünya Trafik Mağdurları Anma Günü için bu yıl 16 Kasım Pazar günü İstanbul ve Ankara’da eylemler düzenlendi.

25q...

İstanbul’da eylem yeri Bağdat Caddesi idi

İstanbul’da anma gününün adresi Bağdat Caddesi idi. Suat Ayöz Trafik Mağdurları Derneği (SATMD) tarafından 8.cisi düzenlenen eylemde değişik trafik ihlalleri sonucu hayatını kaybeden insanları temsilen üzerlerine kefen giyen ve yüzlerini beyaza boyayan dernek üyeleri caddenin iki yanında saf tutarak 20 dakika boyunca trafiğin içinde seyredenlerde farkındalık oluşturmaya çalıştı.

İçki şisesi tutarak alkollü araç kullanmanın ölümcül sonuçlarını, bisiklet kaskı takarak trafikte bisikletlilerin can güvenliğinin olmadığını, direksiyon başında cep telefonu kullanarak seyir halinde dikkat dağınıklığı yaşayanları, motorsiklet kaskı ile anma gününe katılarak motorsiklet kullanıcılarının trafikte yaşadığı tehlikeleri dile getiren SATMD üyelerinin 20 dakikalık eylemi gerek yayalardan gerekse de Araç sürücülerinden yoğun destek gördü.

Dünya Trafik Mağdurlarını Anma Günü için İstanbul dışında Ankara’da da etkinlikler düzenlendi. Kuğulu Park’ta okunan basın açıklaması

Dernek Başkanı Yeşim Ayöz eylem sonrası yaptığı basın açıklamasında, “Biz her gün yollarda taksit taksit ölüyoruz ve yaralanıyoruz. Gazete manşetlerine, istatistiklere giriyoruz. Toplu ölüm ve yaralanmalarda da gündem oluşturuyoruz. Gündemin etkisi ile kısa süreli denetimler, acil ve günü kurtaracak çözümler yaratıp yine yolumuza devam ediyoruz. Bugün burada her yıl Kasım ayının 3. Pazarı yaptığımız gibi, yollarda hayatını kaybeden ve yaralanan milyonlarca insanımızı sevgi ve saygı ile anıyoruz. Trafik çarpışmalarının yüzde 98’i insan hatasından kaynaklanmaktadır” diye konuştu.

27

Trafik Mağdurları, 1993 yılından beri her yıl Kasım ayında anılıyor. BM Genel Kurulu 2005 yılında aldığı kararla Kasım ayının üçüncü Pazar gününü Trafik Mağdurlarını Anma Günü olarak belirledi.

SATMD, Avrupa Trafik Mağdurları Federasyonu’nun (FEVR – Federation Europenne des Victimes de la Route) üyesi olarak 8 yıldır Anma Günü’nü Türkiye’de de gerçekleştiriyor.

(Yeşil Gazete)

 

 

Alper Tolga Akkuş

Anavarza’da doğdu. Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü’nü bitirdikten sonra ismi lazım değil uluslararası bir bankada 12 yıl çalıştı. Bedensel engelinin kendisine sağladığı SGK imkanlarını kullanarak 2011 Kasım’ında emekli oldu ve asıl mesleğine kesin dönüş yaptı. Yeşil Gazete’yi yemyeşil yapmak gibi bir görevi kendisine misyon edinmiştir. O kadar ”Benden başkan olmaz arkadaşlar, yapmayın etmeyin” dese de dinletememiş ve Ocak 2014’de kurulan ”Engelli Hakları ve Engelsiz Gelecek Derneği”ne başkan seçildiğine müteessir olmuştur. Adanalıdır, Galatasaraylıdır, Türkiye’de yaşamaktadır ve bu üç mucizeyi allahın kendisine bir lütfu saymaktadır.

anavarrza@gmail.com

Greenpeace, “Akkuyu ÇED raporu kararına itiraz edeceğiz”

$
0
0

Rusya Federasyonu Devlet Başkanı Vladimir Putin’in Türkiye ziyaretine saatler kala AA kaynaklı bir bültenle Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın Akkuyu ÇED Raporu’nu onayladığı basına duyuruldu.

Yeşil Gazete olarak bu konuda nükleer karşıtı aktivistlerin nasıl tavır alacağını ve bundan sonraki tüm süreci adım adım takip edeceğiz.

İlk olarak Greenpeace İklim ve Enerji Kampanya Sorumlusu Devin Bahçeci ile görüştük. Bahçeci; Akkuyu Nükleer Santrali’ne ilişkin ÇED Raporu’nun onaylanması durumu sonrası Greenpeace’in nasıl yol izleyeceğini belirten yazılı bir açıklama gönderdi.

GREENPEACE AKKUYU ÇED RAPORU’NA İTİRAZ ETTİ İTİRAZ DİLEKÇESİNİ BAKANLIĞA SUNAN GREENPEACE, ÇED RAPORU’NA İTİRAZ ETMEK İSTEYENLER İÇİN İNTERNET SİTESİNDE ÖRNEK DİLEKÇE FORMU YAYINLADI GREENPEACE AKDENİZ İKLİM VE ENERJİ KAMPANYASI SORUMLUSU DEVİN BAHÇECİ: “GREENPEACE NÜKLEERE KARŞI OLAN HERKESİ BAKANLIĞA İTİRAZ DİLEKÇESİ YOLLAMAYA ÇAĞIRIYOR” “RİSK ANALİZİ YAPILMAMIŞ, SORUMLULUK KONUSU ELE ALINMAMIŞ BİR ÇED RAPORU KABUL EDİLEMEZ”

Öncelikle ÇED raporunun halen resmi kanallar üzerinden onaylandığı duyurulmuş olmamasına rağmen, ÇED Raporu’nun onaylandığı haberinin medya üzerinden takip edilebiliyor olması bile bu sürecin ne kadar şeffaflıktan uzak yürütüldüğünün göstergesi olduğunu düşünüyoruz  diyen Bahçeci; Greenpeace olarak ÇED raporu Rosatom şirketi tarafından 3. Kez Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na sunulduğundan beri, özellikle nükleer santrallerin en temel riskini oluşturan nükleer atıkların depolanması, taşınması ve devreden çıkartılması süreçlerindeki çevresel risklerinin yanı sıra güvenlik ve emniyet konusu ile bunlara karşı alınacak önlemler konusunda ciddi yetersizlikler olduğunu defalarca söylediklerini kaydetti.

ÇED Raporu’nda Nükleer Kaza Hali Senaryosu Yok

Ayrıca ÇED raporunda, herhangi bir nükleer kaza halinde; bu kaza ile ortaya çıkacak olan her türlü zararların giderilmesinden kimlerin sorumlu olacağı ve bu zararların nasıl karşılanacağına dair yeterli bilginin bulunmadını belirten Greenpeace İklim ve Enerji Kampanya Sorumlusu Devin Bahçeci, “Nükleer sorumluluğun sadece maddi zararların karşılanması olarak düşünülmemesi gerekir. Nükleer sorumluluk, nükleer bir kaza olduğunda bunun sorumluluğunun kimin alacağı sorusunun cevabının verilmesidir” görüşünü iletti.

Greenpeace tüm hukuki adımları atıyor olacak

Greenpeace İklim ve Enerji Kampanyaları Koordinatörü Devin Bahçeci

Greenpeace İklim ve Enerji Kampanya Sorumlusu Devin Bahçeci

Greenpeace’in bu eksiklikleri belirterek ÇED raporunun onaylanmaması için sürdürdüğü kampanyaya 215.000’in üzerinde kişinin katıldığını aktaran; bu imzaların yanında, yaptırdıkları kamuoyu araştırmasında Türkiye halkının %64’ünün nükleer istemediğinin ortaya çıktığını vurgulayan Bahçeci, “Biz Greenpeace olarak ilgili raporun bu kadar kısa bir sürede eksiklerinin giderilebileceğine inanmıyoruz. Raporun onaylanmasına dair verilen karara itirazlarımızı hazırlamaya başladık. Bu konuda gerekli tüm hukuki adımları atıyor olacağız” dedi.

Onaylanan ÇED raporunun 24 Ekim 2014 tarihinde halkın görüşüne açıldığını, bu süreçte, ÇED raporunun kabul edilmemesi gerektiğine dair 3.000’e yakın resmi imzalı dilekçe ilgili resmi kurumlara sunuldunu da sözlerine ekleyen Devin Bahçeci, “Ancak,başta da belirtiğimiz gibi ÇED raporunun onaylandığı resmi kurumlar üzerinden halen duyurulmadığı ve onaylanan raporun son hali halen yayınlanmadığı için bu görüşlerin ne kadar dikkate alınıp alınmadığına dair de herhangi bir şeffaflık söz konusu değil” şeklinde görüş belirtti.

(Yeşil Gazete)

 

 

Alper Tolga Akkuş

Anavarza’da doğdu. Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü’nü bitirdikten sonra ismi lazım değil uluslararası bir bankada 12 yıl çalıştı. Bedensel engelinin kendisine sağladığı SGK imkanlarını kullanarak 2011 Kasım’ında emekli oldu ve asıl mesleğine kesin dönüş yaptı. Yeşil Gazete’yi yemyeşil yapmak gibi bir görevi kendisine misyon edinmiştir. O kadar ”Benden başkan olmaz arkadaşlar, yapmayın etmeyin” dese de dinletememiş ve Ocak 2014’de kurulan ”Engelli Hakları ve Engelsiz Gelecek Derneği”ne başkan seçildiğine müteessir olmuştur. Adanalıdır, Galatasaraylıdır, Türkiye’de yaşamaktadır ve bu üç mucizeyi allahın kendisine bir lütfu saymaktadır.

anavarrza@gmail.com


Greenpeace’den Enerji Bakanı Taner Yıldız’a Akkuyu ÇED yanıtı

$
0
0

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız‘ın Akkuyu Nükleer Santrali ile ilgili ÇED raporunun kapalı kapılar ardında, ayrıntılı bir açıklama yapılmadan onaylanması sonrası yaptığı açıklamada Greenpeace’in Akkuyu Nükleer Santral sürecine dair bilgisinin yetersiz olduğunu iddia etmesi üzerine Greenpeace Akdeniz İklim ve Enerji Kampanyası Sorumlusu Devin Bahçeci; Bakan’ın açıklamalarına yanıt verdi.

22...

Nükleer Santral’in atık konusunun net olmadığını anımsatarak başlayan yazılı açıklamada, “Sayın Bakan’ın bahsettiği Hükümetler Arası Anlaşma ile ÇED Raporu’nun detaylarından haberdarız. Ancak bu anlaşmada ve ÇED raporunda, atıkların nasıl yönetileceği konusu detaylı olarak açıklanmış değil. Eğer bizim bilmediğimiz başka bir Anlaşma varsa ilgili anlaşmayı sadece bizimle değil tüm Türkiye kamuoyu ile paylaşmasını talep ediyoruz” denildi.

Nükleer Atıklar İstanbul Boğazı’ndan mı geçecek?

“Nükleer Atıklar İstanbul Boğazı’ndan mı geçecek?” sorusunu Bakan Taner Yıldız’a yazılı olarak yönelten Devin Bahçeci,

“Haritaya baktığımızda Akkuyu ve Rusya Federasyonu limanları arasındaki rotada, atıkların İstanbul Boğası’nda geçeceğini görüyoruz. Atıklar taşınacaksa bu çok tehlikeli bir güzergah ama taşınacağına dair Rusya’nın bağlayıcı bir taahhüdü yok. Bu durumda atıklar binlerce yıl Türkiye’de kalabilir. Ne Türkiye’de ne de dünyada atıkları bunca yıl bir sorun çıkarmadan depolayacak bir teknoloji yok.” şeklinde bilgi verdi

Devin Bahçeci, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız’a Greenpeace’in yanıtını IMC TV’de yayınlanan Yeşil Bülten programında da açıkladı

Bakanlığın şeffaf olma taahhüdü varsa, bazı sorulara tüm kamuoyuna açık şekilde yanıt vermesi gerekiyor. Çünkü bu soruların yanıtları ÇED raporunda bulunmuyor diyen Greenpeace Akdeniz İklim ve Enerji Kampanyası Sorumlusu Devin Bahçeci, ÇED raporunda şeffaf olarak içeriği belirtilmeyen sorulardan bazılarını ise şu şekilde belirtti;

·       Nükleer atıklar, Rusya Federasyonu’na taşınmadan önce konteynırlar içinde ne kadar tutulacak?

·       Atıklar boğazlardan mı geçerek taşınacak? Bu sürece dair, olası ulaştırma kazaları göz önünde bulundurularak yapılan kaza analizleri nelerdir?

·       Nükleer atıkların Akkuyu’dan Rusya limanlarına taşınmasında hangi ulaşım yolları düşünüldü? Civar şehirlerin karşılaşabileceği risklere ilişkin (iç tehlikeler, mavnanın batması, terör saldırıları) incelemeler yürütüldü mü?

·       Ulaşım rotası doğrudan İstanbul Boğazı’ndan geçtiği takdirde deniz kazalarını engellemek için özel tedbirler alındı mı? Boğaz, mavnanın geçişi sırasında özel olarak kapatılacak mı?

·       Rusya ne kadar süreyle hangi atıkları alacak? Kısa, orta ve uzun vadeli atıklara dair planlat nelerdir. Rusya’nın yasal bağlayıcılığı olan bir taahhüdü var mıdır?”

Akkuyu Nükleer Güç Santrali’nin inşasına dair ÇED raporu Rusya Federasyonu Devlet Başkanı Vladimir Putin’in Türkiye ziyaretine saatler kala devletin resmiş ajansı tarafından bir bültenle duyurulmuştu. Nükleer karşıtı aktivistler ve tüm kamuoyu halen onaylandığı belirtilen ÇED raporu ile ilgili ayrıntıların Enerji Bakanlığı tarafından şeffaf bir şekilde paylaşılmasını bekliyor.

(Yeşil Gazete)

 

Alper Tolga Akkuş

Anavarza’da doğdu. Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü’nü bitirdikten sonra ismi lazım değil uluslararası bir bankada 12 yıl çalıştı. Bedensel engelinin kendisine sağladığı SGK imkanlarını kullanarak 2011 Kasım’ında emekli oldu ve asıl mesleğine kesin dönüş yaptı. Yeşil Gazete’yi yemyeşil yapmak gibi bir görevi kendisine misyon edinmiştir. O kadar ”Benden başkan olmaz arkadaşlar, yapmayın etmeyin” dese de dinletememiş ve Ocak 2014’de kurulan ”Engelli Hakları ve Engelsiz Gelecek Derneği”ne başkan seçildiğine müteessir olmuştur. Adanalıdır, Galatasaraylıdır, Türkiye’de yaşamaktadır ve bu üç mucizeyi allahın kendisine bir lütfu saymaktadır.

anavarrza@gmail.com

Pembe Hayat KuirFest’in tanıtım filmi yayınlandı

$
0
0

Bu sene 4.sü gerçekleşecek Pembe Hayat KuirFest‘in tanıtım klibi sosyal medya üzerinden yayınlandı. Tanıtım klibinde festivalin açılış törenini sunacak oyuncu-trans aktivist Ayta Sözeri’nin yanısıra geyik maskesinin ardından çıkan sürpriz sanatçılar da yer alıyor.

20

Her sene Pembe Hayat Lezbiyen, Gey, Biseksüel, Travesti ve Trans (LGBTT) Dayanışma Derneği tarafından Ankara’da sinema izleyicilerinin karşısına çıkan film festivalinin durakları arasına bu sene İstanbul da eklendi.

4. Pembe Hayat KuirFest Teaser from kuirfest on Vimeo.

4. KuirFest 15-22 Ocak tarihleri arasında Ankara‘da, 23-25 Ocak tarihlerinde de İstanbul‘da sinema severleri bekliyor.

Pembe Hayat KuirFest sadece sinema ile sınırlı değil. . Sinemayı kuirleştiren yapımların yanısıra kuir direnişi destekleyen ufuk açıcı atölyelere, tiyatro oyunlarından sıradışı partilere yer veren festival Ankara ve İstanbul kışını renklendirmeye şimdiden hazır.

Program ve film bilgileripembehayatkuirfest.org/

KuirFest Facebook Sayfası: facebook.com/PembeHayatKuirFest

Kuir Fest Twitter:  twitter.com/kuirfest

Kuir Fest Instagram: instagram.com/kuirfest/

(Yeşil Gazete)

Alper Tolga Akkuş

Anavarza’da doğdu. Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü’nü bitirdikten sonra ismi lazım değil uluslararası bir bankada 12 yıl çalıştı. Bedensel engelinin kendisine sağladığı SGK imkanlarını kullanarak 2011 Kasım’ında emekli oldu ve asıl mesleğine kesin dönüş yaptı. Yeşil Gazete’yi yemyeşil yapmak gibi bir görevi kendisine misyon edinmiştir. O kadar ”Benden başkan olmaz arkadaşlar, yapmayın etmeyin” dese de dinletememiş ve Ocak 2014’de kurulan ”Engelli Hakları ve Engelsiz Gelecek Derneği”ne başkan seçildiğine müteessir olmuştur. Adanalıdır, Galatasaraylıdır, Türkiye’de yaşamaktadır ve bu üç mucizeyi allahın kendisine bir lütfu saymaktadır.

anavarrza@gmail.com

Sahipsiz sokak hayvanları için Mersin yollarına düştük

$
0
0

Evde oturuyordum. Her zamanki yerimde. Salonda, kanapede. Klima açık, sıcağı böğrüme böğrüme vuruyor. Kucağımda bir minder, onun üzerinde lap top. Aynen şu an yaptığım gibi o zamanda Yeşil Gazete için haber bakınıyorum, gelen maillere yanıtlar veriyorum, sosyal medyamda (yaa, evet, benim de var) seyreden gelişmeleri takip ediyorum

Üzerinize afiyet ben bir parça bedensel engelliyim, ortopedik olanından, bunun da hal çarelerinden biri Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Merkezlerine gitmek ve kültür fizikti, eğil kalktı, yürü durdu, terle hem de kanterdi derken o kas bir milim gıpraşır mı, bu adele az biraz yetkinleşir mi diye çalışmalarda bulunmak

Bunu bittabi bir fizyoterapist eşliğinde yapmanız gerekiyor. İşte sosyal medyamdaki gelişmeleri takip ederken fizyoterapistim Fatoş‘un bir paylaşımına rastgeldim, “Sahipsiz sokak hayvanlarını besleme projemiz için bu Cumartesi (24 Ocak Cumartesi) günü proje ortağım Aslı ile birlikte sokağa çıkıyoruz. Olumsuz hava koşullarının olduğu bu dönemde birçok hayvan barınak bulamayarak hem aç kalmakta, hem yağmurdan korunamamakta.  Bizler ulaşabildiğimiz kadar çok sokak hayvanı için tüm duyarlı bireylerin küçücük yardımlarını beklemekteyiz. Bunun için cumartesi günü yapacaklarımızı ise şu şekilde sıralayabiliriz; 

9

MAKARNA haşlayıp içerisine et bulyon/tavuk bulyon/peynir vb.. ekleyerek kapı önüne ya da hayvanların yoğunluklu toplandıkları yerlere koymak
-hayvan mamaları alarak onları yine hayvanların bulundukları yerlere(barınaklar/çöp kutularının çevresi/sokak başları/ev önleri..vb) koymak
-yemek artıklarını kapı önlerine vb.. koymak
-VEEE BİRAZ MEŞAKKATLİ DE OLSA (bunu yapanlar olduğunu ve bu konuda duyarlılık gösterecekler olduğunu biliyorum:) ), AZ SONRA VİDEOSUNU PAYLAŞACAĞIM HAYVAN BARINAKLARI YAPIP UYGUN BULDUĞUNUZ YERLERE YERLEŞTIRMEK” diye yazmıştı Fatoş sosyal medya sayfasına. Hemen ekledim ben de yorumumu “Ben de gelip haberini yapabilir miyim?” diyerek. “Elbette, buyur gel” dediler

Proje demiş ya Fatoş, ben de sanıyorum oturup proje yazdılar, proje ortağı aradılar, ne yapıp edip buldular, düşündüler taşındılar, uğraştılar didindiler ve en nihayet hayata geçirme aşamasına getirdiler

Ne gezer !

Bence çok daha iyisi, proje kafalı düşünen pekçoğumuzun rutinini bozan şekilde en insanisi imiş onların proje diye uygulamaya başlattıkları

İkisi kafa kafaya verip demişler ki, mevsim kış, hava şartları çetin, sokak hayvanları hem aç hem de barınaksız. Ne yapalım, onlara aş yapalım. Ne edelim, onlara barınak çatalım. Başka eş dostumuzda katılmak isteriz der ise onları da buyur edelim.

11...

Tabi ben bunu Cumartesi günü ikisinin de çalıştığı, benim de yılın 1 ayı (30 işgünü) ter döktüğüm Özgür Yaşam Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Merkezi’ne gittiğim sırada öğrendim

Mesailerini bitirmiş, onlara son anda katılan üniversite öğrencisi Tuğçe ile kedilere barınak yapıyor idiler ben yanlarına vardığımda.

15

Projenin fikir annesi Aslı’dan öğrendim hikayeyi. Aslında üniversite yıllarından beri gönüllülük üstüne inşa ettiği hayatını da laf arasında öğrendiğimide ekleyeyim bu arada.

Bana “13:00’de burada ol” demişlerdi. 13:30’da yettim, ne bileyim barınak çatmanın bu denli zaman tüketen bir uğraş olduğunu. 16:15 gibi çıkabildik merkezden. O arada 3 tane barınak çatılmış, birgün önceden uykusuz kalasıya hazırlanan yemekler ayrı ayrı düzenlenmiş, sokak hayvanlarına servis edilecek hale getirilmişti.

“E, peki nerelere bırakacağız bunları” dedim. Proje kafası işte, ben onlar önceden belirlendi, gerekli kurumlardan önemli izinlerden alındı diye savulluyorum.

“Biz nereyi uygun görür isek, oraya” dediler gülümseyerek.

İlk durak Afetevleri bölgesi. Aslı’nın da ikamet ettiği ilçenin sokak hayvanlarınca uğrak edilen iki çayırlık alanı.

Ardına son dakikada bize katılan Tuğçe’nin annesi Seval‘in önerisi ile Muğdat Camii’nin hemen arkasında kalan çocuk parkının yanı ve son olarak Fatoş’un biz yolda giderken bir arkadaşına telefon açıp sorduğu ve öğrendiği Çetinkaya’nın civarındaki boş arsa.

Sahipsiz sokak hayvanlarını besleme ve barındırma Mersin timi işbaşında. Soldan sağa Fatoş, Aslı, Tuğçe ve Seval

Sahipsiz sokak hayvanlarını besleme ve barındırma Mersin timi işbaşında. Soldan sağa Fatoş, Aslı, Tuğçe ve Seval

Tüm yol boyu yaptığımız şamatanın, gırgırın sonu yok tabi. Bizim yaptığımız bir haftasonu gezintisini, arkadaşlarla hoş bir temaşayı sosyal bir yardım projesine evirmek esasında. Hiçkimseye danışma gereği duymadan, ondan izin, bundan meblağ, şundan ayni ve/veya nakdi yardım beklemeden gönlümüzün bize yap dediğini yapmaktan ibaret.

Mersin’in üç ayrı köşesine hem sokak hayvanları için besin malzemesi, hem kediler için el emeği göz nuru barınaklarımızı bıraktık. Barınakları yok eder bu kendini bilmezler diye düşünmedik dersek gerçek olmaz ama tek çıkar yolu belki budur diye barınaklar üzerine patiler, sevimli bıyıkları ile kediler çiziktirdi Tuğçe, üzerlerinede “Hava çok soğuk. Lütfen evime zarar verme!” diye yazdı.

13

Akşamın karanlığı çökerken arabada önümüzdeki günlerde hayata geçirilecek kendiliğinden projelerin heyecanı kaplamıştı hepimizi. “Haftaya Çocuk Esirgeme Kurumu’ndayız, çocuklarla eğleneceğiz” diyordu Aslı, “Haftaiçi Huzurevi sakinlerinin tiyatro oyunu var, geliyorsunuz, değil mi?” diyordu Fatoş. Aklımıza (hadi yalan olmasın, ben kendimi hariç tutayım), Akıllarına binbir adet başka gönüllü ve kendiliğinden proje doluşuyordu.

Kedi barınaklarının üzerindeki uzun kulakları olan mini huniyi kuşlar için hazırladı Tuğçe, yemlerini ordan daha rahat yiyebilirlermiş

Kedi barınaklarının üzerindeki uzun kulakları olan mini huniyi kuşlar için hazırladı Tuğçe, yemlerini ordan daha rahat yiyebilirlermiş

Hayata geçirmek onlardan, sizlerle paylaşmak ise benden diyerek nokta koyayım şimdilik.

Bizi izlemeye devam edin!

#anavarrza

* Daha fazlasını Mersin Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Topluluğu‘nun facebook sayfası üzerinden takip edebilirsiniz

Alper Tolga Akkuş

Anavarza’da doğdu. Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü’nü bitirdikten sonra ismi lazım değil uluslararası bir bankada 12 yıl çalıştı. Bedensel engelinin kendisine sağladığı SGK imkanlarını kullanarak 2011 Kasım’ında emekli oldu ve asıl mesleğine kesin dönüş yaptı. Yeşil Gazete’yi yemyeşil yapmak gibi bir görevi kendisine misyon edinmiştir. O kadar ”Benden başkan olmaz arkadaşlar, yapmayın etmeyin” dese de dinletememiş ve Ocak 2014’de kurulan ”Engelli Hakları ve Engelsiz Gelecek Derneği”ne başkan seçildiğine müteessir olmuştur. Adanalıdır, Galatasaraylıdır, Türkiye’de yaşamaktadır ve bu üç mucizeyi allahın kendisine bir lütfu saymaktadır.

anavarrza@gmail.com

Çevre Mühendisleri Odası’ndan Validebağ Korusu Deresi inceleme raporu

$
0
0

Çevre Mühendisleri Odası (ÇMO) İstanbul Şubesi, Validebağ Korusu Deresi inceleme raporunu yayınladı.

10.validebağ korusu deresi inceleme raporu

24 Ocak’ta bölgeye yapılan teknik inceleme sonucu kaleme alınan raporda Validebağ Korusu içinde bulunan açık derede “köpürme” meydana geldiği bilgisi ile tekrardan deredeki kirletici durumu ve kirletici kaynağının tespiti amaçlanıyor.

Raporda ortaya çıkan sonuca göre dereye karışan çimento ve agrega atıkları, derede ve kanalette çökmelere neden olmakta. Zamanla katılaşan bu kirleticilerin dereyi geri dönüşü olmayan bir duruma götürdüğü de belirtiliyor.

11.çevre mühendisleri odası istanbul şubesi

Analiz sonuçları ve yerinde yapılan tespitle belirlenen bir diğer bulgu ise dereye dökülen atıksuların hiçbir önlem alınmadan deşarj ediliyor olması. Bunun yanında atıksuları kanala bağlamak yerine, yüzlerce konut arasından
geçirerek dereye verilmesi, Yüzeysel Su Kalitesi Yönetim Yönetmeliği’nin “Yüzeysel suların biyolojik, fiziko-kimyasal ve kimyasal açıdan kalitelerinin korunması maksadıyla her türlü atık ve artık, mevcut su kalite durumunu ve ekolojisini bozacak şekilde alıcı su ortamına bırakılamaz” maddesine aykırı olduğu da raporda dile getiriliyor.

TMMOB Çevre Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi’nin Validebağ Korusu Deresi ile ilgili  dereden ve dereyi besleyen kanaldan alınan numunelerde analizler yaptırılarak hazırladığı teknik tespit değerlendirme raporuna cmo.org.tr/ den ulaşmak mümkün.

(Yeşil Gazete)

 

Alper Tolga Akkuş

Anavarza’da doğdu. Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü’nü bitirdikten sonra ismi lazım değil uluslararası bir bankada 12 yıl çalıştı. Bedensel engelinin kendisine sağladığı SGK imkanlarını kullanarak 2011 Kasım’ında emekli oldu ve asıl mesleğine kesin dönüş yaptı. Yeşil Gazete’yi yemyeşil yapmak gibi bir görevi kendisine misyon edinmiştir. O kadar ”Benden başkan olmaz arkadaşlar, yapmayın etmeyin” dese de dinletememiş ve Ocak 2014’de kurulan ”Engelli Hakları ve Engelsiz Gelecek Derneği”ne başkan seçildiğine müteessir olmuştur. Adanalıdır, Galatasaraylıdır, Türkiye’de yaşamaktadır ve bu üç mucizeyi allahın kendisine bir lütfu saymaktadır.

anavarrza@gmail.com

Bu Pazar nükleere karşı Mersin’deyiz, “Anne oyuncağımı aldın mı?”

$
0
0

Mersin Nükleer Karşıtı Platform (NKP) Pazar günü (15 Şubat) Akkuyu Nükleer Santraline karşı miting düzenliyor.

9

“Akkuyu, Çernobil olmasın!” şiarına uygun olarak Çernobil Nükleer Santral kazasının ardından hayatını kaybeden, oyuncakları ile bir kez daha oynama şansları ellerinden sonsuza kadar alınmış çocukların yaşadığı durumun Mersin ve çevresinde yaşayan akranlarınca yaşamamasına vurgu yapılarak mitingin başlığı, “Anne, oyuncağımı aldın mı?” olarak belirlendi. Miting sonunda Akdeniz’e sembolik olarak nükleer kazalar sonucunda yaşamını yitiren, sakat kalan çocukların anısına oyuncaklar bırakılacak.

İki ayrı noktadan Tevfik Sırrı Gür Stadı’na

15 Şubat Pazar günü iki ayrı noktada, Özgür Çocuk Parkı ve Mersin Forum AVM önünde saat 13:oo’de buluşacak nükleer karşıtları Mersin’in iki ayrı noktasından Tevfik Sırrı Gür stadı önüne kadar yürüyecekler.

14:30’da stad önünde biraraya gelecek nükleer karşıtları saat 15:00 itibarı ile başlaması planlanan Praksis ve Aryen gruplarının konseri sırasında ne Türkiye’de ne de dünyanın herhangi bir köşesinde nükleer santral istemediklerini şenlikli bir protesto eşliğinde dile getirecek.

10

Mersin’deki nükleer karşıtı buluşmaya Cumartesi günü biraraya gelen Ekoloji Meclisi bileşenlerinin yanısıra Karadeniz İsyandadır Platformu, Loç Vadisi Koruma Platformu, Arhavi Doğa Koruma Platformu, Fatsa-Ünye Doğa Koruma Platformu da katılacak.

Kıbrıs’ta eş zamanlı Nükleer Karşıtı buluşma

Mersin’deki buluşma ile eş zamanlı olarak Akkuyu Nükleer Santrali’nde bir kaza olması durumunda ilk etkilenecek bölgelerin başında gelen Kıbrıs’ta da bir buluşma gerçekleştiriliyor.

11

Mersin’deki eyleme paralel olarak Pazar günü saat 14.30’da Girne Kordon Boyu’ndaki çocuk parkı yanında yapılacak basın açıklamasının ardından aynen Mersin’de olacağı gibi nükleer kazalar sonucunda yaşamını yitiren, sakat kalan, hasta olan çocukların anısına ve Akdeniz’li çocukların da benzer bir felaket yaşamaması için sembolik oyuncaklar deniz kenarına bırakılacak.

(Yeşil Gazete)

Alper Tolga Akkuş

Anavarza’da doğdu. Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü’nü bitirdikten sonra ismi lazım değil uluslararası bir bankada 12 yıl çalıştı. Bedensel engelinin kendisine sağladığı SGK imkanlarını kullanarak 2011 Kasım’ında emekli oldu ve asıl mesleğine kesin dönüş yaptı. Yeşil Gazete’yi yemyeşil yapmak gibi bir görevi kendisine misyon edinmiştir. O kadar ”Benden başkan olmaz arkadaşlar, yapmayın etmeyin” dese de dinletememiş ve Ocak 2014’de kurulan ”Engelli Hakları ve Engelsiz Gelecek Derneği”ne başkan seçildiğine müteessir olmuştur. Adanalıdır, Galatasaraylıdır, Türkiye’de yaşamaktadır ve bu üç mucizeyi allahın kendisine bir lütfu saymaktadır.

anavarrza@gmail.com

Viewing all 268 articles
Browse latest View live